Bugün 10 Ocak. 212 sayılı yasanın, yani basın sektöründe çalışanların haklarının yasallaştırıldığı kanunun kabul edildiği tarihin yıl dönümü.
10 Ocak 1961 yılından bu yana "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak kutlanıyor.
Bugün de gazeteciler cemiyetleri bu gün nedeniyle belki kutlamalar yapacaklar belki de çeşitli açıklamalarda bulunacaklar.
Ancak ben bu günü, bugün kutlamayacağım.
Kutlanacak ve etkinlik düzenlenecek hiçbir yere gitmeyeceğim.
Neden mi kutlamayacak ve etkinliklere katılmayacağım?
Gelin hep birlikte düşünelim; Gazetecilerin çalışma koşullarının yanı sıra, ifade özgürlüğü düzeyi de her ileriye doğru mu gidiyor geriye doğru mu?
İleriye gidiyor diyenler kutlasınlar bu günü.
Ben bu düzeyin ileriye doğru gittiğine inananlardan değilim.
Çıkıp ortaya “o tarihte, o yasayla gazetecilerin önemli haklar sağladıkları” anlatılacak.
Anlatılacak da kimse “O haklar yürürlükte mi bugün uygulanabiliyor mu?” diye sormayacak belki de.
Türkiye'de ne yazık ki, yargının değil de yasamanın ileri gelenleri maalesef gazetecileri bir savcı gibi açıktan suçlamakta, işten atılmaları için talimatlar verebilmektedir. Ülkemizde medya kurumlarının ezici çoğunluğu artık iktidarın denetimine sokulmuştur.
Gazetecilere operasyonlar yapılıp, çeşitli suçlamalarda bulunulmaktadır.
Halen Türkiye’de çeşitli suçlamalar nedeniyle tutuklu gazeteciler bulunmaktadır.
Peki, ben bugün hangi çalışan gazetecilerin gününün kutlanması etkinliğine gideceğim ki?
Ayıp olmaz mı?
KARLA MÜCADELEDE SINIFTA KALINDI
Samsun Büyükşehir Belediyesi hizmetlerini aksatıyor mu aksatmıyor mu?
Bütçeden alınan paralar ve toplanan vergiler nerelere harcanıyor?
Samsun halkının bu soruların cevabını bilmeye hakkı vardır.
Çünkü artık vatandaşların büyük bölümü, hele de kırsalda yaşayanların neredeyse tamamına yakını bu paraların hesabını soruyor.
Seçime altı ay gibi kısa bir zaman kalması nedeniyle sorulan bu hesaplar özellikle de iktidar partisi kurmaylarının canını sıkıyor.
Vatandaş, kent merkezlerinde kar nedeniyle ulaşım konusunda belki çok sıkıntı çekmedi.
Ya kırsalda yaşayanlar?
Onların yolları maalesef kapandı.
Samsun’un tamamının büyükşehir olması ve adının Bütünşehir olarak değiştirilmesi yetiyor mu aksaklıkların önüne geçilmesine.
Seçimde oy istemeye bile köylere gitmeyen ve seçilmeyi dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’ın hitabetine ve karizmasına bağlayanlar, “Yandım Allah” diyorlar.
O dönemde göremedikleri Yusuf Ziya Yılmaz’ın ilçe merkezlerinde söylediklerine inanan kırsalda yaşayanlar şimdi karda köylerinin(mahallelerinin) yolları kapanınca “Görürsünüz gününüzü” demeye getiriyorlar.
Yılmaz’ın ekibi halen bu yen9i mahallelerin yollarını açabilmiş değil.
Bu nedenle gün gösterilecek mi gerçekten?
Cevabı ben veremem, bekleyip göreceğiz.
KAR YAĞDI PAZARA ATEŞ DÜŞTÜ
Neymiş efendim, enflasyon tek haneli rakamlardaymış.
Yok ya…
Enflasyon çift haneli rakamlarda dolaşıp duruyor.
Yüzde onların da çok üzerinde…
Pırasayı, domatesi, biberi, kelemi, kabağı, asma kabağın fiyatını gördünüz mü?
Ayvanın elmanın fiyatını!
Muzun ve çileğin demiyorum.
Pirincin, bulgurun, kısaca baklagillerin tamamının fiyatlarını gördünüz mü?
Kardan sonraki ve önceki fiyatları karşılaştırdınız mı?
Ah ah!
O fiyatları belirleyenler yaşamın gerçeklerinden ne kadar da uzaklar.
Sadece istatistik yapıyorlar.
İstatistiğin tarifini vereyim kendilerine;
Yanlış rakamların doğru toplanması olarak geçer literatürlere…
GÜNÜN SÖZÜ
Bir şeyleri yarım bileceğine, bir şey bilme daha iyi. Nietszche