Sayıştay, 2014-2019 döneminde görev yapan Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclis üyeleriyle, zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı, bir vakıf için yaptırdıkları okul nedeniyle, kamuyu 3 milyon 563 bin 251 Tl. tutarında zarara uğratmakla suçluyor
Sayıştay denetçileri, Samsun Büyükşehir Belediyesinde yaptıkları inceleme sonucunda, Alanlı’da bulunan ve Samsun Büyükşehir Belediyesine ait bir kamu arazisinin, okul yapılması karşılığında Samsun’da faaliyet gösteren bir eğitim vakfına devredilmesine dair işlemi mercek altına almış.
Sayıştay denetçilerinin incelemesi sonucu, Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyelerinin kamu zararına yol açtıkları ileri sürülen raporun hazırlanmasına neden olan konu, şöyle gelişmiş:
Samsun’daki bir vakıf, Samsun Büyükşehir Belediyesine yaptığı başvuruda, Alanlı Mahallesindeki bir arsanın okul yapma koşuluyla kendilerine verilmesini istemiş.
Samsun Büyükşehir Belediyesi de, Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Yurt’u, süreci takip etmek ve işlemi sonuçlandırmak konusunda yetkilendirmiş.
Sonuç itibariyle hazırlanan teklif Büyükşehir Meclisinde görüşülmüş ve 12 Ekim 2017 tarihinde oy çokluğu ile kabul edilmiş.
Yine Sayıştay’ın 21.12 2020 tarih ve 2019-4655001,58 sayılı raporundan anlaşılacağı üzere, o eğitim vakfı, yeterli bütçesi olmadığını beyan ederek, okulun Büyükşehir tarafından yapılmasını istemiş.
Samsun Büyükşehir Belediyesi bunun üzerine okulu yaptırmak için iki kez ihaleye çıkmış.
İlk ihaleyi kazanan firma nedense daha sonra işten çekilmiş.
İhaleyi alan ilk firmaya ödeme yapıldı mı bilinmiyor.
Zira Sayıştay’ın raporunda buna dair bir ifadeye rastlanmıyor ancak 25 Şubat 2019 tarihinde açılan ikinci ihaleyi, Samsun’da faaliyet gösteren başka bir inşaat firması 9 milyon 950 bin lira bedelle kazanmış.
Büyükşehir tarafından ihaleyi kazanan firmaya 28 Mayıs ve 19 Kasım 2019 tarihleri arasında beş kez 3 milyon 563 bin 251 Tl. tutarında hakediş ödemesi yapılmış.
Büyükşehir belediyelerinin eğitim alandaki görev ve yetkileri, 5393 sayılı Belediye
Kanunu'nun "Belediyenin görev ve sorumlulukları’’ başlıklı 14. maddesinde ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddelerinde düzenlendiğine atıfta bulunulan Sayıştay raporunda, belediyelerin devlete ait her derecedeki okul binalarını yapabileceği gibi bakım onarımına ve malzeme teminine de yardım edeceği belirtiliyor.
Ve hatta bunun belediyelerin sorumluluk alanlarından olduğuna da vurgu yapılıyor.
Ve fakat.
Bu yetki ve sorumluluğun sadece devlete ait okul binalarının yapımı ile onarımı ve malzeme teminiyle sınırlı olduğunun altı çizilen Sayıştay raporunda,, ‘’Belediyelerin her türlü dernek vakıf ve bunun gibi her hangi bir kuruma, belediyelerin okul binası yapması veya yaptırması mümkün değildir’’ deniliyor.
Raporda ayrıca, belediye meclislerinin dernek veya vakıflarla mahalli en büyük mülkü amirin izni ile ortak hizmet yapabilecekleri, kendilerine ait taşınmazları asli görevleri çerçevesinde olmak kaydıyla kamu kurumlarına ve mahalli idarelere 25 yılı aşmamak üzere kiralayabileceklerine de işaret ediliyor.
Ancak, belediyelerin dernek ve vakıflarla ortak hizmet projesi gerçekleştirebilmesi için hizmetin sadece belediyelerin görev ve yetki alanında olması şartına bağlandığına ve bu nedenle 5393 sayılı Belediye Yasası’nın 75. maddesi gereğince belediyenin okul binasını vakfa tahsis etmesi mümkün olmadığı belirtiliyor.
Bütün bunların ışığında Samsun Büyükşehir Belediyesi, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun ‘Kamu Zararı’ başlıklı 71. Maddesinin ‘g’ bendinde hüküm altına alınan ‘’Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması’’ kapsamında kamu zararına yol açıldığı görüşü savunulan raporun sonucunda, meclis üyeleri ile Belediye Başkanı, bu uygulamadan sorumlu tutularak savunmaları istendi.
Meclis üyelerinin, bir ay içinde savunma vermeleri gerektiğini biliyoruz.
Son yıllarda Sayıştay raporlarıyla ilgili olarak işlem yapılmasına sık rastlamamakla birlikte, Sayıştay dokuz yıl öncesine kadar bu gibi durumlarda yargıya başvuruyordu.
Dava açılıyordu yani.
Şimdi ise konu, Sayıştay Genel Kurulu’na gidiyor ve orada tartışılıyor.
Genel kurulda kamu zararına hükmedilirse, zararın tazmin edilmesi de istenebilir ama zararın tazmin edilememesi durumunda ayrıca dava açılır mı onu da bilmiyorum.
Bu arada, o kararın oy çokluğu ile alınmış olması nedeniyle karara kimlerin ret oyu vermiş olabileceklerini öğrenmek için zamanın meclisindeki muhalif üyelerden Mustafa Tüfek’i arayarak , ‘’Kimler ret oyu vermişti?’’ diye sordum.
Sadece bir üye ret vermiş ve o oyu veren de Mustafa Tüfek’miş.
Meclis üyelerine zimmet çıkacak olursa, ret oyu veren Mustafa Tüfek’le birlikte oturuma katılmayan üyeler varsa, onlar da sorumlu tutulmayacak.
Samsun Büyükşehir Belediyesini yönetenleri ve meclis üyelerini, bir okulun yapımına katkı verdikleri için suçlayamam elbette.
Ve fakat
Türkiye Cumhuriyeti, ‘Hukuk Devleti’ ise ki, öyle olduğuna inanırız.
Belediyeler dahil tüm kamu kurum ve kuruluşlarını yönetenlerin yasalara uyma yükümlülüğü vardır.
Rahmetli Turgut Özal ‘’Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz’’ demişti ama ipin ucu bir kere kaçınca, gerisi de geliyormuş, bunu öğrendik.
‘’Ben yaparım olur’’ anlayışı bütün kurum ve kuruluşlara yerleşti.
Daha kötüsü de, bu anlayış gelenek halini aldı.
Samsun Büyükşehir Belediyesinde yaşanan da budur.