Samsun Büyükşehir Belediyesinin borç batağında olduğu biliniyor
Buna rağmen geçen yıl kiralanan araçlara 16 milyon 940 bin lira ödenmiş.
Şimdi soruyorum haliyle.
Bu yaklaşık 17 milyon liralık kiralama bedelinden bana da bir miktar düşmez mi?
Büyükşehir benim arabamı da kiralar mı yani.
Ama üzerinize afiyet, benim düldül biraz yaşlandı.
Önümüzdeki ay 22 yaşını dolduracak.
İyi bakıyorum ama.
Yağını suyunu eksik etmiyorum.
Dilinden anlayan iyi de bir usta buldum.
Recep Asal'ın yanında uzun yıllar çalıştıktan sonra, kendi işyerini açan Hasan Sivri ve çalışma arkadaşları iyi bakıyorlar bizim düldüle.
Şaka bir yana.
Düldül bana lazım.
Karımla beni İlkadım’daki evimizden hava almak için sıklıkla gittiğimiz Atakum'a taşıyor hala.
Allah nazarlardan saklasın (Tahtaya vuruyorum bu arada, bir taraftan da dilimi ısırıyorum. Nazarlara gelir neme lazım)
Benden araba falan kiralamazlar zaten.
Bu şehirdeki ‘Zındık'lardan sayılıyorum zira.
Hiç bir vakit devrin adamı olamadım.
Belim kalın benim.
Dönmüyor bir türlü.
Böyle iyiyim ama.
Daha önce de yazdım ama yeri geldiği için, Rahmetli Muzaffer Önder'le yaşadığım bir anımı burada bir kere daha tekrarlamak istiyorum.
Otobüs işletmeleri hep zarar eder bilirsiniz.
Ki;
Kar etmesi de beklenmemeli zaten.
Samsun Belediyesinin Büyükşehir olduğu ilk yıllardı.
Birçok belediye tarafından otobüs işletmelerini özelleştirildiğine dair haberler çıkıyordu gazetelerde.
Rahmeti’nin, biz gazetecilerle sık sık yaptığı sohbetlerinin birinde işletmenin zararından şikayet etmesi üzerine, ‘’Özelleştirmeyi düşünüyor musunuz?'' diye sormuştum.
''O otobüsler halkın malı, fakir fukara da biniyor. Parası olmayanı da taşımak zorundayız. Şoförler bizim çalışanımız şimdi. İşletme özelleşirse, otobüsler şoförlerin olacaktır. Onların fakir fukarayı bedava taşımasını bekleyemeyiz. Taşımazlar zaten'' demişti.
O tarihlerde, şimdilerde olduğu gibi 65 yaş üstü için uygulanan ücretsiz pasolar falan da verilmiyordu.
Ayrıca, Muzaffer Önder döneminde hiç araç kiralanmamıştı mesela.
Rahmetli, reno 12'ye biniyordu zaten.
1989-1994 yıllarındaki ilk dönemde, belediyenin yeşil renkli minibüsleri vardı hatırlarsanız.
Birçok birimin bağlı olduğu Ahmet Sarı bir falan göreve giderken Fen İşleri Müdürlüğü, ya da hangi müdürlükte müsait olanı varsa o minibüslerden birini istiyordu mesela.
Ahmet Sarı, başkandan sonra en yetkili kişiydi unutmayın.
1994-1999'daki ikinci dönemde Devlet Malzeme Ofisi'ne talepte bulunularak az sayıda Renault marka otomobil satın alınmış ve onlar kullanılmıştı.
Daha sonraki dönemlerde belediyede yetkili bazı personelin taksitle araç alıp, taksit bedelinin daha üstünde bir bedel karşılığında araçlarını belediyeye kiraladıkları bile olmuştu.
Böyle yapanlar, ceplerinden hiç para çıkmadan otomobil sahibi olmuşlar, üstüne üstlük para bile kazanmışlardı.
Mustafa Demir döneminde böyle yapılıp yapılmadığını bilmiyorum ama konu kiralama olunca böylesi durumların önüne geçilmesi de zor oluyor haliyle.
Zemin, böyle suiistimallere uygun hale geliyor yani onu söylemek istiyorum.
Bir yılda kiralanan araçlara 17 milyon lira ödemek.
Olmaz böyle bir şey.
Vicdana sığmaz.
Cüzdana da sığmaz ayrıca.
Ki;
Cumhurbaşkanı daha geçenlerde ''Kamuda araç kiralamaya sınırlama getireceğiz'' demedi mi?
Niye söyledi bunu.
Bütçeye zarar verdiği için.
Kaldı ki:
Büyükşehrin bütçesi dam gibi açıkken ve bu açığı kapatmak amacıyla Samsun halkına her ay artan su faturaları gönderilirken bari yapmayın bunu.
Yazıktır.
Hatta günahtır.
--
Özür:
Geçen hafta, ''Belediyeler Ramazan gelmiş neyime diyemez'' başlıklı yazıda, Büyükşehir belediyesinin ramazan yardımı yapmadığını yazmıştık.
Bu yazı yayınlandıktan sonra Büyükşehir, ihtiyaç sahiplerine 15 bin yardım paketi ulaştırmış.
''Biz mi acele ettik, Büyükşehir mi geç kaldı'' gibi bir tartışmaya girmeden, Büyükşehir yönetimine bunun için önce teşekkürümüzü, sonra da özrümüzü gönderelim.