limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Buyrun Burdan Yakın
Yazarlar // 25 Temmuz 2014 Cuma 00:00

İsmail BAŞARAN

“Samsun'da ailesinin ve kurumun bilgisi dışında evden, yurttan kaçan veya kayıp olan çocuk ve gençlerin başlarına gelebilecek, ileride yaşamlarını olumsuz yönde etkileyecek olayların engellenmesi, izinsiz il dışına çıkmalarının önüne geçilmesi, ailelerdeki kayıp çocuk infialinin engellenmesi amacıyla Samsun Valiliği tarafında karar alandı.

Samsun Emniyet Müdürlüğü'ne bildirilen kararda, 18 yaşından küçüklere şehirlerarası otobüs terminallerinde, tren istasyonlarında, acentelerde, bilet satışı yasaklandı.”

Hoppala, bu nasıl karar birader.

Siz bu insanların seyahat özgürlüklerini nasıl kısıtlıyorsunuz?

Böyle bir yetkiniz var mı?

Bu aldığınız karar yasalara uygun mu değil mi bunu hiç tartıştınız mı?

E bu kararı alanlar, size bir soru soracağım şimdi.

Bu ülkede kız kadın ayrımı kalktı mı?

Bu ülkede benim kız sizin kadın dedikleriniz kaç yaşından itibaren evlenebiliyor ve resmi nikah kıyabiliyor?

Bu eskiden 18 yaşını tamamlamış olmak gerekir diye belirtiliyordu.

Ya şimdi?

Bakın nasıl:

-16 yaşını doldurmayanlar hiçbir surette evlenemez.

-16 yaşını doldurup 17 yaşını doldurmayanlar, olağanüstü durumlarda ve pek önemli sebeple olmak kaydıyla ve hâkim izniyle evlenebilirler.

-17 yaşını doldurup 18 yaşını doldurmayanlar, yasal temsilcilerinin (normal şartlarda anne-baba) izni ile eğer ki izin verilmiyorsa hâkim kararıyla evlenebilirler.

18 yaşını dolduranlar herhangi bir koşul olmadan evlenebilirler.

Yani kısaca 18 yaşından önce de evlenmelerine izin verilebiliyor, bir sürü bahane ile birlikte…

Ancak Samsun valiliği 19 Yaşından küçüklere seyahat özgürlüğü tanımayacak bir karar alıyor.

Peki, bundan ne amaçlanıyor?

Birilerine şirin mi görünmek mi istiyorlar…

Yasaklar bir yerlerden başlamaya görsün devamı gelir…

 

İSHAK TAŞÇI SUÇLUYOR ANCAK

Gerçekler başka İshak Taşçı başka telden çalıyor.

Atakum Belediye Başkanı göreve geldiği andan itibaren kendisinden önceki başkan Metin Burma ve yönetimine “Kasayı soydular, para bırakmadılar” diye veryansın ediyordu.

Sonra da çıkıp göreve geldikleri andan itibaren bilmem ne kadar borç ödediklerinden bahsetmeye başladı.

Başkan yaptığınla söylediğin birbirini tutacak(!) mı hep böyle.

Kasası boşaltılmış bir belediyeden nasıl oluyor da o kadar milyon lira borç ödüyorsun bir de bunu açıklar mısın?

Göreve geldiğiniz günden bu yana ne kadar ne ürettiniz de o ürettiklerinizle borç ödediniz?

Millet merak ediyor…

Yaptığınız mı doğru daha önce söyledikleriniz mi?

 

BU KADAR PARA BOŞA MI HARCANDI?

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından dere ıslahları uzun süre yapılmadığından Canik ve Atakum’da insanlar can verdi, milli servet heba oldu.

Buralardaki kuruşlarını önce inkar etti Büyükşehir’in büyük yöneticileri.

Sonra ne olduysa oldu Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz “Kusurluyuz” deyiverdi.

Bu da bana gelebilecek bir yargı cezasını “Samimi ikrarla hafifletmek” hinliği gibi geldi.

O selden sonra iki yılı aşkın süredir Atakum’da dereler sözüm ona ıslah ediliyor.

Sözüm ona Atakum’u artık sel almayacaktı.

Hafif tertip bir yağmur yağdı ve fes düşünce kel baş yine ıslandı.

Yine Atakum’u sel su götürdü.

Hani sel olmayacaktı burada.

Yapamıyorsunuz birader, bırakın şu işi diyoruz, bizi halk seçiyor diye cevap veriyorsunuz.

Bırakın da bunu yapabilecek olanlar gelsin.

Onca emek ve para boşa mı gitti yene, o işi yapamayanlar hakkında yasal yollara başvuracak mı Büyükşehir Belediyesi?

 

24 TEMMUZ VE BASIN

24 Temmuz, basından sansürün kaldırılışının yıldönümü.

Bu nedenle zevat basını bu önemli gün için kutladı.

Ben kutlamıyorum.

2014 yılında halen Türkiye’de bir şeyleri “Yayın yasağı” adı altında yazamıyorsam bunları bana yazdırmıyorlarsa neyin bayramı bu?

Bu nedenle ne bu günü bayram olarak kutluyorum ne de arkadaşlarımın 24 Temmuz’unu kutluyorum.

Türkiye’de gerçekler yazılabilene kadar bu günü kutlamayacağım.

Sanırım o günleri görmeye ömrüm de yetmez ya…

 

GÜNÜN FIKRASI

Bir gün yaşlı Temel otobüse biner, bir fahişenin yanı boştur.

Eteği kısa ve şeffaftır.

Temel ayakta durmaya dayanamaz ve “kızım yanına oturabilir miyim” der.

Kız "ben kız değilim kadınım!" der.

Temel oturur ve "pardon gözlerim bozuk, o kadar ayrıntılı gözükmüyo burdan" diye konuşur.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Bir defa kaybolmaktansa iki defa sormak daha iyidir. D. Langlois

 

DUVAR YAZISI

Adam Hindistan sokaklarında dolaşırken başına BUDA heykeli düşmüş. “Başıma BUDA mı gelecekti? diye hayıflanmış.

 

NOT: Önümüzde Ramazan Bayramı var.

Bu nedenle birkaç gün izin kullanmak amacındayım.

Tabi bu dileğim notu okuyan Genel Yayın Yönetmeni Yener Cabbar’ın “Olur” demesine bağlı.

Ben yine de sizlerin Ramazan Bayramınızı içtenlikle şeker tadında kutluyor ve gönlünüzce, ailenizle sağlıklı olmanızı diliyorum.

Bayram’dan sonra görüşmek üzere…