Suriye’ de bir iç savaş yaşanıyor.
Filistin halkı İsrail’in orantısız kullandı gücü karşısında eziliyor.
Afrika’ da yaşanan açlık ve o durumun oluşturduğu manzara insanlığımdan utandırıyor bazen beni.
Muhtaca yardım etmek ve bunu gönüllü yapmak. Çok saygıdeğer ve yüce bir duygu.
Saygı duyarım bu insanlara.
Ve fakat
Burnumuzun dibinde yaşanan yoksulluğa ve yoksulluğu oluşturduğu rezil manzarayı görmedikleri için de için için öfkelenirim, bu kişi ve gönüllü kuruluşlarına.
Şehrimizin varoşlarında sıklıkla rastlarız bu manzaralara.
Size bir örnek;
Tekkeköy’ de Tekkeköy Belediyesinin yaptırdığı Spor salonunun hemen arkasında, yani bikaç adım ötesinde bir insanlık dramı yaşanıyor.
Kimse görmüyor bu rezilliği.
O sesi de kimse duymuyor.
Belediye zaten hiç görmüyor ve de duymuyor.
Hey
Kimse yok mu diye seslenenler!
Not ettiniz mi o adresi.
Çamurun içersinde yaşıyor oradaki bikaç aile.
Şehrin dibinde kendilerine uzanacak bir yardım elinin uzatılmasını belliyorlar.
Ben dinleyince hikayelerini insanlığımdan utandım.
Dünyanın dört bir yanına yardıma koşan gönüllü kuruluşlar.
Yani
Kimse yok mu!
Ve diğerleri.
Belki medyatik değildir.
O insanlara götüreceğiniz yardım, Ne bileyim Suriyeli sığınmacılara yaptığınız gibi. Ya da Gazze’ deki Filistin halkına uzattığınız elin yaptığı reklam kadar etkili olamaz biliyorum.
Ancak!
Gönüllüsünüz madem.
Uzak diyarlardakiler kadar burnumuzun dibindeki yoksulluğu da görün lütfen.
Söz veriyorum.
Kimse yazmasa bile ben yazacağım yaptığınız bu iyilikleri.