limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Burma'dan Taşçı'ya Sert Eleştiri
Yazarlar // 30 Haziran 2014 Pazartesi 00:00

İsmail BAŞARAN

Atakum’un AK Partili Belediye Başkanı İshak Taşçı, Metin Burma zamanında temeli atılan ve tamamlanma aşamasına gelen Kültür Merkezi’nin hastaneye döndürüleceğini ve bunun için çalışmaların sürdüğünü açıklamasından sonra işler biraz karıştı.

CHP’li Metin Burma bu karara çok sert tepki gösterdi ve “Kültürü olmayan yer kent değildir” dedi.

Metin Burma amacın CHP tarafından Atakum’da yapılan hizmetlerin silinmek istenmesi olduğunu vurguladı ve bakın ne dedi:

“Buna kimsenin gücü yetmez, hele İshak Taşçı’nın gücü asla yetmez…”

Metin Burma ile konuyu konuştum.

Söylediklerinin bazıları şöyleydi:

“Ben orayı Kültür Merkezi yapıyordum. Orada kenti kent yapan etkinlikler düzenlenecekti. Kültür Merkezi’nin bir bölümünde kentteki dernekler için mekânlar üretiliyordu.

Bu dernekler orada bulunacak ve kaynaşacaklardı. Bir salon olacak ve o salında etkinliklerini yapacaklardı. Üst katında yemekhane olacak, yemeklerini yiyebileceklerdi. Şimdi duyuyorum ki orası hastane olacakmış.”

Metin Burma Atakum’da hastane yerinin de planda işlendiğini vurguladı konuşurken.

“Gitsin oraya yapsın hastaneyi… Kültür Merkezi’yle ne işi var? Biz, dönemimizde hastane yeri ayırdık planda. Beğenmiyorsa başka yerde yapar.

Atakum’un kültürü ile kimse oynayamaz. Yok, Büyükşehir tarafından deniz kenarında yapılan merkez var diyorlarsa orada sadece toplantılar düzenlenebilir, hiçbir kültür etkinliği yapılamaz…”

Burma konuşmasında konuyu Emek Park’a da getirdi, burada hiçbir çalışmanın yapılmadığına dikkat çekti ve iddialı konuştu:

“Sanırım orayı da kaldırmak isteyecekler. Yanında kocaman bir okul yeri var ya.. Bu günkü değeri 40 milyon lira eder. Gözlerini o iki yere diktiler şimdi orayı kime ne yaptıralım diye düşünüyorlar. Atakumlu malına ve eserlerine sahip çıkmalıdır.”

TEKKEKÖY VE YENİ BELEDİYE BİNASI

Hasan Togar AK Parti’den Tekkeköy Belediye Başkanı seçildikten sonra ilk işi Hayati Tekin döneminde yapımına başlanan Belediye Binasının yerine yenisini yapmak için harekete geçmek oldu.

Bu konuyla ilgili toplantılar yapıldı, yeni belediye binası yapımına başlanacağı da duyuruldu.

Benim de aklıma sorular geliverdi.

Atakum’da İshak Taşçı CHP’li Metin Burma’nın yaptıklarını beğenmeyip değiştirme uğraşıldı, Tekkeköy’de Hasan Togar Hayati Tekin’in başlattıklarını bitirme yerine yenilerini yapma telaşında neden?

Amaç CHP’yi ve CHP’li eski başkanları mı küçük düşürmek, yoksa inşaatçılığın iddia edilen rantlarında geleceği mi aramak?

Belediyelerin yeni inşaat yapmalarında gerçekten rant var mı birileri bunu da açıklasa bu vatandaşa ne iyi olur değil mi?

RABİA İŞARETİ YAPANLARA

Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.

Kampın tam adı, 'Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tümen’in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.

12 Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar.

Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi...

Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizlerin işine gelmiyordu. Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.

Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmıştı...

Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması için TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.

Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti.

Ama onlar unutmuyorlar...

Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması...

Ermeniler soykırım yapıldı diye dünyayı ayağa kaldırıyor, bizim tarihimizden haberimiz yok!!!

Bu elektronik posta geldiğinde şok oldum şok.

Vallahide billahi de böyle bir aşağılıktan haberim yoktu.

Yuh olsun bana!

Yıllardır adam diye gezmişim ve de bu İngiliz gavuruna “Dost” demişim.

Yuh olsun bana…

Peki, bu olayı siz biliyor muydunuz?

Veya yüzde kaçınız biliyordunuz?

Size de tarihte, coğrafyada, felsefede, ekonomide, aklınıza gelebilecek bilumum derslerde, yani okulunuzda bu okutulmadı değil mi?

Bu olayı bilmeyenlerin de öğrenmeleri için eğer bilgisayarınız varsa geçin başına yazın ve bir arkadaşınıza gönderin.

Gönderin ki uykudan uyananların sayısı artsın.

GÜNÜN FIKRASI

Temel İstanbul'a yeni taşınmış. Kapıcı sabah kapıyı çalmış.

Temel, kimseyi beklemediğinden merakla kapıya yönelmiş ve seslenmiş;

-Kim o?

Kapıcı:

-Çöp! diye bağırmış...

Temel gayet sakin ve kibar bir dille konuşmuş:

-İhtiyacımız yok...

GÜNÜN SÖZÜ

Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar. Tolstoy

DUVAR YAZISI

Ölüm firari gezer vakti bilinmez...