Türkiye’de 20 Nisan 1926 Tarihinde kabul edilmiş olan kabotaj Kanunu, 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe girmiş ve bu Kanun, "Türkiye Limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, Türk Vatandaşları ve Türk Bayrağı taşıyan gemilerce yapılır" hükmünü getirmiştir.
Daha önceden yani Osmanlı Padişahları döneminde yabancılara açık olan bu faaliyetleri bundan böyle sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yapabileceğini belirtmiştir… Bu nedenle her yıl 1 Temmuz gününü "Denizcilik ve Kabotaj Bayramı" olarak kutluyoruz… Gerçekten öyle mi, kutluyor muyuz sadece yağlı direk yarışları mı yapıyoruz?
Türkiye’de limanlar satıldı, denizler satıldı, topraklar satıldı, satıldı oğlu satıldı. Bunların birçoğu AK Parti iktidarı tarafından yapıldı. Yani milli olanlar kalmadı.
Bugün bu bayramı kutlayamayacağız, çünkü pandemi var, salgın var, insanların birbirlerine yakın olmaları sağlıkları açısından yasak.
Bayramın kutlanması veya kutlanamaması bir tarafa limanlarımız gerçekten bizim mi sorusunu da sormak gerekir. Ne günlere geldik, artık bayramlarımızı kutlayacak durumumuz bile kalmadı.
ATAKUM KÖPRÜ OLUYOR
Atakum Belediyesi’nin semt pazarlarına konumlandırdığı imece noktaları, yeni normalleşme döneminde hayırseverler ile ihtiyaç sahipleri arasında dayanışma köprüsü oluyor. Pazar alışverişi yapan vatandaşlar, fazladan aldıkları bir poşet sebze ya da meyveyi üzerinde askılar bulunan imece noktasına bırakıyor. İhtiyaç sahipleri de bu poşetlerden dilediklerini alarak evlerine götürebiliyor.
Kısacası Atakum’da toplumsal dayanışmayı güçlendiren imece noktalarında alan el ile veren el birbirini görmüyor. Düşünüp uygulayanlara teşekkürler. Umarım diğer belediyeler de tür çalışmaları yaparlar.
Samsun’da Necaattin Demirtaş belediye başkanlığının birinci döneminde “Askıda ekmek” projesi başlatmıştı. O zaman pandemi falan yoktu ancak yine ihtiyaç sahipleri vardı. Bu uygulamanın bazı fırınlarda halen devam ettiğini görüyorum. Bunları belediyeler mi yapıyor yoksa fırıncılar mı sormadım, çünkü önemli olan ihtiyaç sahiplerine ekmeğin ulaşmasıdır.
O askıdaki ekmeklerin günden güne azalması ve yerine yenilerinin konulması Türkiye Ekonomisini yönetenlerin insanları ekmek bile alamaz duruma getirdiklerinin bir göstergesidir. Yani TV’lerde Ekonominin uçtuğunu söyleyen ve atınca mangalda kül bırakmayanlar dolaşsınlar da görsünler gerçeği.
Vatandaşın vergileriyle yapılan saraylarında kuş sütü kuru üzüm beslenenler görmezler ve de hissetmezler gerçeği
GÜNÜN SÖZÜ
Böcek olmayı kabul edenler, ayaklar altında kalmaktan ve ezilmekten yakınmamalıdırlar. Kant