Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı

DÜVEL’i Muazzama’ya karşı kazanılan, bedeli 13 bin şehit ve 35 bin gazi olan Başkumandan = Yunan Sındığı Zafer Bayramımız hepimize kutlu olsun.

Bu zaferden bugün her kim ki mutlu oluyorsa tabi…

30 Ağustos 1922, Türkiye'nin kurtuluş günü olduğu kadar, Türkiye Türklerinin kaderlerini kanları pahasına değiştirdikleri gündür de aynı zamanda.

Oysa, 30 Ağustos 1922’de kan ile kazanılan zaferin meyvelerinin son zamanlarda masa başında kalkan ve inen eller ile heba edilmek istenmekte olduğu maalesef görülmekte ve de yaşanmaktadır.

Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra, “Her şey Türk için Türk'e göre ve Türk tarafından” düsturu terk edilmiş ve kademe kademe “ilelebet payidar olacağına yemin ettiğimiz” Cumhuriyetimiz daha yumuşak geçişler ile Sevr şartları ile karşı karsıya bırakılmıştır.

Bayramlar, kuru kuru laf olsun diye kutlamak için çıkmamıştır. Bayramlar, özellikle de Milli Bayramlar, bu günlere lotodan çıkan büyük ikramiye ile değil bin bir fedakarlık ile nasıl geldiğimizi hatırlatmak ve binlerce yıllık Türk tarihinin yükünü omuzlarımızda hissederek sorumluluklarımızı hatırlatmak için kutlanır.

Ey Türk Milleti, evlatlarının gözyaşları ile eriyeceğin o acı günleri yaşamamak için yattığın tatlı uykudan artık uyanmak zamanı değil midir? Yattığımız uykudan önce kendimiz uyanmalı sonra da çevremizdeki uyuyanları uyandırmalıyız…

SEÇLU MU SUÇSUZ MU?

Mimarlar Odası Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı ve 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu hakkında şikâyette bulundu. Savcılık yargılama izni istedi ancak İç İşleri Bakanlığı bu üç belediye başkanı hakkında yargılama izni vermedi.

Bir insanın suçlu olup olmadığına yargılanmadan karar verilebilir mi?

Elbette hayır.

Peki, İç İşleri Bakanlığı ilgilileri, yani izin vermeyen asilzadeler bu üç başkanın suçsuz olduğuna nasıl karar vermişler de yargılanmalarına izin vermemişler?

Soruyorum şimdi:

Yeni Türkiye dedikleri bu mu?

Yargı’nın işini bürokratlar veya bakanlar mı yapacak?

O zaman ne gereği var bu kadar adliye sarayına hakim ve savcıya, avukata, baroya, Yüksek Hakimler Kuruluna, Anayasa’ya, Yüksek Yargı Yargıtay’a…

Ne gerek var ha…

Türkiye Cumhuriyeti dururken Yeni Türkiye’yi kurmak için uğraş verenler, yolunuz açık olsun…

Ancak bu yolda ayağınıza bir taş takılır ve tökezlerseniz, sizi yolda düştüğünüz çukurdan kaldırmak için bana el uzatmayın, çünkü vermem elimi…

BUGÜN SAMSUNSPOR MAÇI VAR

30Ağustos Zafer Bayramı’nda Samsunspor’un bir galibiyeti gelirse iki bayram bir arada yaşanmış olacak.

Gönlümden geçen bu…

Peki mantığım ve aklım ne diyor?

Karşılaşma günü eleştiri olur mu, olur?

Sezona başlarken bile geçtiğimiz yıllarda hep paradan bahseden Başkan Emin Kar yine aynı masalı okumaya başlamış.

Paramız yok.

Sayın Başkan Emin Kar, geçen sezon “Bırakıyorum” dedin, bırakmadın. Önceki sezon “Bırakıyorum” dedin bırakmadın.

Sezon başında “Bırakıyorum” dedin bırakmadın ve son dakikalarda liste yapıp yine kendini seçtirdin.

Artık bırak.

Hem Samsunspor taraftarı hem de Samsunspor’a sevdalılar ile Samsun iş çevreleri senin bu “para” laflarından bıktı usandı.

Biliyorum bunu yazınca bana da kızıyorsun, biliyorum ancak yapacak başka bir şey yok.

Bırak git artık.

GÜNÜN FIKRASI

Karanlık ve ıssız parkta devriye gezen polis memuru bir ağacın altında park etmiş olan arabayı görür ve sessizce yaklaşır. Ancak bu kez alışmış olduğu manzara ile karşılaşmaz. Gerçi, çoğu zaman olduğu gibi, arabada genç bir kız ve oğlan vardır; ancak polisin düşündüğü şeyi yapmamaktadırlar. Oğlan ay ışığında gazete okumaya çalışmakta; kız ise örgü örmektedir.

Düşündüklerinden dolayı utanan polis memuru, muhabbet olsun diye cama vurur ve arabaya girip konuşmaya baslar:

"Gençler, ne güzel bir gece, değil mi?. Siz de ne güzel, iki kardeş oturuyorsunuz..."

"Evet polis bey... Gerçekten güzel bir gece...Ama biz kardeş değiliz ki..."

Polis şüphelenir...

"Kardeş değil misiniz?

Sonra oğlana sorar:

"Sen kaç yaşındasın bakiyim?"

Oğlan cevaplar:

"19..."

Polis bu kez kızı işaret eder ve sorar:

"Pekiii.... O kaç yaşında?"

Oğlan, sinsice sırıtarak cevap verir:

"20 dakika sonra 18 yaşında olacak...."

GÜNÜN SÖZÜ

Düşünme zor iştir. Muhtemelen bu nedenle çok az kişi düşünür. Henry Ford

DUVAR YAZISI

Paraya para demezdi, çünkü ‘r’ leri söyleyemezdi.

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN