Ülkemizin tek tarım yazarı olan Ali Ekber Yıldırım, buğdayda üretimin, 2014 yılı rekoltesine gerilediğini yazmış.
Bu da demek oluyor ki, ülkemiz tarımdan gittikçe uzaklaşıyor.
Bu durumu zaten tarlaların boş bırakılmasından anlıyoruz.
Şimdi üretimi var mı, hiç sanmıyorum ama bir dönem, Vezirköprü’de yetiştirilen fiğ tohumunun İtalya’ya satıldığına dair çok sayıda haber yazdığımı hatırlarım.
Ben Aşağıçinik’in tütün tarlalarında büyüdüm.
Şehre göç ettiğimiz 1968 yılına kadar karnımızı tütünden kazandığımız parayla doyururduk.
Rahmetli amcam, yardıma çağırırdı bazen, bu nedenle Samsun’a göçten sonra da yaz aylarında tütün tarlalarında çalışmışlığımız vardı.
Türünün yanı sıra köyümün topraklarında az miktarda buğday, biraz da mısır ekildiğini bilirim.
Mısır hasadı mesela sonbahara girilirken, bağ bozumu gibi olurdu.
Mısır hasadı imece usulü yapılırdı ve bu nedenle çok da eğlenceli olurdu.
Aşağıçinik çok büyük bir köy.
Yerleşimcilerin tamamı, Rumeli’nden mübadillerinden oluşur.
Ki;
Rumeli’deki köylerinde de tütüncüymüş hepsi.
REJİ’NİN KADINLARI’nı yazan Cem Kükey’in Düşevi Sahnesi’ndeki söyleşisine katıldığımda, tarım ve özellikle tütün şehri Samsun’un, tarımdan uzaklaşma gerçeğiyle yüzleşmenin derin hüznünü de yaşadım.
Köyümün topraklarında nicedir tütün ekilmiyor.
Çevre köylerde de ekilmiyor maalesef.
Topraklarımda ekilmeyen sadece tütün de değil üstelik.
Buğday ve mısır gibi tahıl ürünleri de ekilmiyor.
Şeker pancarına kota koyan ülkem, Rusya’dan şeker satın almış.
Tatlıcıların çoğu nicedir mısır şurubu kullanıyor.
Nişasta şekeri yani.
O da ithal.
Üstelik kansere davetiye çıkarıyor.
Alİ Ekber Yıldırım’a göre, buğday üretimi düşerken ithalatın artması Türkiye Büyük Millet Meclisinde de tartışılırken, muhalefetin bu konudaki şikayetlerini AK Parti’liler, ‘’Bu ürünler işlenerek ihraç ediliyor’’ diye savunmuşlar.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de benzer görüşü savunuyor.
Yine Ali Ekber Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithalatı yapılan ürünlerin başında buğday var.
İthal edilen buğday, un ve makarna yapıldıktan sonra ihraç ediliyor.
Türkiye, un ihracatında dünya lideri iken, makarna ihracatında da İtalya'dan sonra ikinci sırada yer alıyor.
Bazı tarım ürünlerinin, ithalat yoluyla alınsa bile, işlendikten sonra ihraç edilmesi, ülkemize katma değer kazandırır elbette.
Bundan mutlu da olabiliriz.
Taşıma suyla değirmen ne kadar döner.
Orası muamma.
Bir zamanların kendi kendine yetebilen ülkesi, şekeri, buğdayı ve hatta sarımsağı alarak, sürekli artan nüfusunu nasıl doyuracak?.
Buğdayı al.
Un ve makarna olarak sat.
İyi de, biz ekip biçmezsek, memed ve evladı ne yiyecek.
Sen onu söyle..