Formasında 'şehrin onuru' olarak kabul edilen Atatürk anıtını simgeleyen armayla maçlarına çıkan takımına atfen ''Bu şehrin çocukları Samsunsporludur'' dediğimiz Samsun'da yaşayanlar için aynı zamanda, ''Bu şehrin çocukları Atatürkçüdür'' yakıştırması da yapılabilir pekala.
En azından büyük çoğunluğu için.
Ki;
Aramızda 'Atatürk Düşmanı' sapkınlar çıkmıyor değil.
Hatırlayın.
Birkaç yıl önce bir ucunu arabalarına, bir ucunu da kaidesine bağladıkları urganla Samsun'un onuru, Atatürk heykelini yıkmaya çalıştı iki sapkın.
Bu iki sapkının, kaidesi çelik konstrüksiyon ve tonlarca betondan oluşan anıtı arabalarına bağladıkları urganla yıkabileceklerine inanacak kadar analitik düşünceden yoksun oldukları söylenebilir ama netice itibariyle bu iki sapkınla aynı havayı solumuşuz bizde.
Bu iki kişi aramızdan çıktı maalesef.
''Atatürk'ün şehri'' olarak bilinen Samsun'dan yani!
Kurtuluşun ilk adımının atıldığı bu şehir sahiden de Atatürk'ün şehridir ve biz şehrimizin bu özelliğiyle gurur duyarız ki; o iki sapkının yıkmaya çalıştığı anıt, büyük bölümü Samsun halkının gönüllü bağışlarıyla yaptırılmıştır.
Ve bunun içindir ki; 'Onur Anıtı' olarak da anılır.
Şehrin onurudur yani.
Bu şehir, onuruna ne kadar sahip çıkıyor?
O tartışılır.
H.HALK, şehrimizdeki Atatürk anıtlarının bakımsızlığını bir süredir manşetine taşıyor.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Yener Cabbar da, köşesinde bu konuyu işliyor.
Samsunluyuz, formasında Atatürklü armayı taşıyan Samsunspor'un taraftarıyız, bu şehrin çocukları olarak Atatürkçüyüz aynı zamanda.
Kaldı ki;
Ülkemizin saygın eğitim kurumlarından OMÜ'nün yanı sıra, Büyükşehir belediyemiz ile Atakum belediyemizin amblemlerinde de şehrin onuru olan Atatürk Anıtı'nı sembolize eden amblem kullanıyoruz.
Adını kurtuluşa atılan İlk adımdan alan İlkadım ilçemizin amblemi de Atatürklü olsa ne iyi olurdu aslında.
Bu günkü İlkadım belediyesinin amblemi, ''Şehrin kalesindeki surları sembolize ediyor'' gibi bir gerekçeyle ortaya çıktı ama aslında ülkemizde yıllar önce oluşmaya başlayan Atatürk düşmanlığını bir ürünüdür maalesef.
Demem o ki;
Atatürk anıtlarının tümü bu şehrin onurudur.
Yener Cabbar'a kulak verin ve şehrin onuru olan anıtlarımıza sahip çıkın.
CİHAT YILMAZ'IN ARDINDAN
Bir bilge insan olarak tanıdığım Osman Kara'yı yitirdiğimizde, şehirden çok uzaklardaydım.
Osman Abi'nin son yolculuğunda bulunamamanın yanı sıra, bu köşede o bilge kişinin ardından bir iki satır yazamamış olmanın derin üzüntüsünü ve ezikliğini sanırım bir ömür boyu yaşayacağım.
Bir güzel insanı daha yitirdik önceki gün.
Cihat Yılmaz, her güzel ve iyi insanın hak ettiği biçimde mahşeri bir kalabalık eşliğinde o son yolculuğuna çıktı.
Sosyal medyadaki paylaşımımda ''Bazı insanlar vardır, iyilik yüzüne yansımıştır. Cihat Yılmaz onlardan biriydi'' şeklinde bir ifade kullanmıştım.
Ki;
Cihat Yılmaz'ı kimsenin asık suratla gördüğünü düşünmüyorum.
O gülen yüzüyle hatırlanacak daima.
Cihat Yılmaz'ı 'iyi insan olarak tanımlama nedenim, iyiliksever olmasıydı ama onu farklı kılan, iyilik etmekten son derece zevk almasıydı.
Cihat kardeşimiz, çok az insanda bulunan bu hasletiyle anılacaktır.
Huzur içinde uyusun, mekanı cennet olsun.