Suriye’nin iç işlerine Türkiye’nin hangi ölçüde karışıp karışmadığını bilemem, o iş beni aşar.
Ben sadece eli silah tutabilecek yaştaki Suriyelilerin ülke savunması yerine Samsun sokaklarında fink atmalarını hazmedemem.
Sınırlarımız dışında terör gurupları birbirlerine girmişler sıkıntısı bizi alıyor.
İktidar yeterince ses çıkarmıyor.
Türkiye’nin bir bölümü neredeyse tamamen, diğer bazı bölümleri de kısmen bu tepki koyuyor.
IŞİD militanları tarafından Kobani denilen Suriye’deki bir köyün işgal edilmekte olmasına karşı olaylar birbirini izliyor.
Birileri, nereden olduğunu bilemem ancak şarteli indirdi, her yer duman altında.
Olaylar, ölüler ve yaralılar var.
İstanbul dahil bazı yerlerde Atatürk büstleri yakılıyor.
Neden?
Kobani’de Kürtler varmış da öldürülüyorlarmış.
Bu olayları çıkaranlar, Kuzey Irak’ta Türkmenler öldürülürken, kafaları kesilirken neredeydi?
Neden o zamanlar bu kadar eylem yapılmıyordu Türkiye’de.
Neden o zaman okullar tatil edilmiyor ve neden o zaman yürüyüşler düzenlenmiyordu büyük çapta…
İnsan öldürülmesine karşıysanız, hepsine karşı olacaksınız.
Birine karşı da diğerine “Adam sen de” der ve sessiz kalırsanız, olmaz…
Hani “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” derler ya aynen öyle işte…
Gelelim birkaç gündür Türkiye’deki olayları adlandırmaya.
Adı nedir bu olayların?
Münferit olaylar mı?
İsyan mı?
Ayaklanma mı?
Bu işin önce adı konulsun.
Sonra çözümü için uğraş verilsin.
İsyan veya yeni adıyla kalkışım ise, bu Ülke’de isyan edenlerin başlarına tarihte ne geldiyse yine gelir, bunu kimse unutmasın.
Geçmişten ibret alınsın, alınsın ki tarih tekerrür etmesin…
CANİK NERELERDE SU KUYUSU AÇIYOR!
Bangladeş nire Samsun nire…
Sakın böyle sözler söylemeyin.
Bu Bangladeş halkı bizim gerçek dostlarımız. Kurtuluş savaşında kadınları altınlarını bozarak Türkiye'ye göndermişlerdir.
Ta ki Türkler, emperyalizme karşı giriştikleri savaşı kazansınlar yokluk çekmesinler diye.
Canik Belediyesi bu ülkede, insanların susuzluk nedeniyle hasta olmalarını engellemek ve hastalıkların önlenmesini sağlamak amacıyla su kuyuları açıyor.
Belediye Başkanı Osman Genç ekibiyle birlikte bu ülkede…
Gelen haberlere bakılırsa açılacak on kuyudan beşi açılmış ve su kullanıma sunulmuş.
Sıra diğerlerinde…
Canik biz farkına varmadan ne kadar da büyümüş.
Şu Samsun’un suyuna da bir el atıverseler olmaz mı?
Olur olmasına elbet, ancak Büyükşehir ve SASKİ buna izin verir mi dersiniz?
“Biz beceremedik Osman Genç gel de sen becer” derler mi?
Demezler, demezler…
TURAN ÇAKIR VE SU KOKUSU
Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekillerinden Turan Çakır ile Çiftlik Caddesi’nde ayaküstü de olsa suyun kokma işini konuştum.
Dilinin döndüğünce anlattı nedenlerini.
Ancak ben anlamadım.
Akşamları kafam mı çalışmıyor ne belki de ondan anlamadım.
Çünkü benim için önemli olan suyun kokması.
Turan Çakır suyun kokmasına rağmen zaman zaman içtiğini söyledi sonra da “Şükredelim ki sular kokuyor da olsa akıyor, Samsun’da sular da akmayabilir” dedi.
Buyurun buradan yakın.
Ya susuz kalırsak?
GÜNÜN SÖZÜ
Demokrasi içindeki insanların oyuncu değil izleyici olduğu bir sistemdir. Noam Chomsky