Deplasmanda 4 atıyorsun ama beş yiyip yeniliyorsun. Üstelik ilk yarı sonunda soyunma odasına girerken 3-0 önde kapattığın maçı kaybediyorsun.
Halbuki 18. dakikada maç bizim için bitmişti.
İlk yarı sonunda bizim Mehmet Yazıcı’yı aradım. ‘’Ne maç kaçırmışız’’ diye. Zira Samsunlu spor gazetecileri olarak Mersin deplasmanına gitmekten son anda vazgeçmiştik.
İyi ki vazgeçmişiz, o yolun dönüşü cehennem azabı gibi bir şey olurdu bizim için. Samsunspor adına çekeceğimiz her cefa feda olsun ama böyle de maç kaybedilmez ki be kardeşim.
Bu maç neden kaybedildi?
İlk tespit olarak savuna hatalarının bu yenilgiyi hazırladığı düşünülebilir. Ki; doğru bir tespittir. İki bekimiz Murat Akyüz ve özellikle Şaban Özel, kelimenin tam anlamıyla rezil bir oyun ortaya koydular. Stoperlerimiz Cemil Adıcan ve Fatih Kılıçkaya da hiçbir topa ve rakip takımın hücumcularına doğru müdahalede bulunamadılar. İlk topları hep mersin takımının oyuncuları oynadı. Mehmet Yıldız, her kalça hareketinde bizim stoperlerimizi yarım metre uzağa attı.
Ve fakat
Bu lig’in en az gol yiyen takımı olarak dikkat çekiyordu bizim takım. Bu maçta beş gol yiyerek maç kaybetmesinin başka nedenleri de vardı kuşkusuz.
Bizim takım yaklaşık 75 dakika boyuncu orta alanı olmadan oynadı sanki. Erdem Şen’i ayrı tutarım ama Turgay Gölbaşı başta olmak üzere Serkan Çalık ve Musa Aydın, rakiplerini takip etmedikleri gibi, takımı hücuma taşımada da başarısızdılar. Sonradan oyuna girenlerde bir varlık gösteremediler maalesef. Bir takımın orta alan oyuncuları kötü oynarken hiçbir takımın maç kazanamayacağı bir futbol gerçeğidir.
Bizim takımın orta alanı kötü oynamaktan da öteydi.
Adeta yoktular.
Aminu Umar, Eldin Adiloviç ve Erdem Şen’in gayretleri maç kazanmaya yetmeyecekti.
Bu gerçek ayan beyan ortadaydı.
Mersin takımının hakkını teslim etmekle birlikte bu maç bizim tarafımızdan Mersin’e armağan edilmiştir.
Daha önceki maçlarda oyuna yaptığı yerinde müdahalelerine övgüler yağdırdığımız Hüseyin Kalpar da bu maçta sınıfta kalmıştır.
Kalpar Tecrübesindeki bir hocanın takımı maçın devre arasında soyunma odasına 3-0 gibi net bir skor avantajıyla girmişken bu maçı kaybetmemesi gerekirdi. Üstelik Mersin İdmanyurdu 5 sarı kartlı oyuncu ile oynarken ikinci yarıda da 4. golü de bulmuştu bizim takım. Bu durum aslında bizim için büyük bir avantaj oluşturmuştu.
Skoru 4-2’ye gelmiş bir maçta, hiçbir takımın hocası son 10 dakikada üç gol daha yememeli.
Zirve yarışı yaptığı rakibine deplasmanda 4 gol atmış bir takımın hocası 5 gol yiyip maç kaybediyorsa. Şapkasını önüne koyup düşünmeli, ‘’Ben nerde yanlış yaptım’’ diye.
Oyuncuları kötü oynamışlardır bunu kabul ederim ama bu maçın kaybedilmesinde ve bu skorun oluşmasında baş sorumlu Hüseyin Kalpar’dır.
Bu maçın ve skorun bir izahı var mı bilemem.
Elbette Kalpar bir şeyler söyleyecektir.
Ama bütün söylenenler benim hiç ama hiç umurumda olmayacaktır.
Benim kırılan gururumu hiçbir söz onaramaz arkadaş.
Yöneticiden, teknik ekibe ve futbolcusuna kadar herkesin bu şehre bir hesap vermesi gerekiyor.
Ve nasıl bir hesap ortaya konacak onu da merak ediyorum doğrusu.