Hani bir şiir var ya. Şair ne güzel anlatmış duygularını: “Uzanıp yatıvermiş, sere serpe; Entarisi sıyrılmış, hafiften; Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor; Bir eliyle de göğsünü tutmuş. İçinde kötülüğü yok, biliyorum; Yok, benim de yok amma... Olmaz ki! Böyle de yatılmaz ki!...”
Bu şiir hatırlattı bana Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ve iktidarın vatandaşına zam adı altında nasıl zulüm yaptığını. Benzine ve motorine içinde bulunduğumuz yılın ilk dört ayı sonunda kaç kez zam geldiğini hatırlıyormusunuz, ben hatırlamıyorum da. 2022 yılının bilmem kaçıncı zammının geldiğini duyunca aklıma geliverdi bu şiir. Ve kendi kendime mırıldandım: “Olmaz ki bu kadar da zam yapılmaz ki…”
AKP Hükümeti bu zamlarıyla trafik anarşisine dur diyebilmenin kestirme yolunu mu arıyor ne! Öyle ya, zam nedeniyle vatandaş aracının kontağını kapatacak, yollardaki trafik kazaları da haliyle azalacak… Peki, sandık önümüze gelene kadar daha kaç zam yapılacak? Bu zamlar sandık başında kesin olarak benim aklıma gelecek ve “Olmaz ki bu kadar da zam yapılmaz ki” düşüncesiyle vereceğim oyumu, ya siz ne yapacaksınız?
İktidarın emeklilere yaptığı zammı iyileştireceğini söylemişlerdi yönetenler, ancak bunu yapmadılar. Sadece bayram ikramiyesini vermekle yetindiler. Oysa kendileri kurdukları bayram masalarında “kör gözüne parmağım” der gibi yiyip içtiklerini paylaştılar. Sayın Cumhurbaşkanı da yiyip içtiklerini paylaşanlardandı.
Kolay değil Cumhurbaşkanı olmak, vereceği fotoğrafla ve masalara konulan yemeklerle vatandaşından fazla bir şeyler yemediğini anlatacaktı garibana, bunu da yaptılar. Hani “millet aç yatarken tok yatanlar bizden değil” denirdi dinimizde.