Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da PKK teröristleriyle Silahlı Kuvvetler arasında süren adı konulmamış savaş ile ilgili olanlar beni korkutmaya başladı.
Olacak olanları da düşününce adeta titreme alıyor beni.
Samsun’un Canik Belediyesi sınırları içinde Düzeren mahallesindeki köylüler bir kişiyi yakalamışlar kırsalda.
Ellerinde tüfekler, yakaladıklarını PKK’lı diye Jandarma’ya teslim etmişler.
Bu köylülerin yapması gereken mi değil mi bilemiyorum.
Elde silah insan avı başlamışsa tehlike var demektir.
Ben benzeri günleri 12 Eylül öncesinde de yaşamıştım.
Fatsa olayları sırasında ellerinde sopalarla maskeli insanlar askerlere yön gösteriyorlar ve birilerini yakalatıyorlardı.
O birileri aylarca gözaltında kaldılar, yargılandılar birçoğu beraat etti.
Yani masum insanların çektikleri yanlarına kaldı, eli sopalılar ortadan kayboluverdi.
O günlerden sonra vatandaş bu kez eline tüfek aldıysa bardak taşma noktasına gelmiş demektir.
Neymiş PKK Karadeniz’e sızmak için uğraş veriyormuş.
PKK Karadeniz’e sızmadı mı yani.
Yıllar önce tüm Karadeniz’de benzinliklerin büyük bölümleri acaba ne için el değiştirdi?
Lâdik’te polislerimiz neden öldürüldü?
Bütün bunlardan sonra şehitlerimizin sayıları arttıkça milletin yüreği kabarmasın da ne olsun?
En tehlikelisi nedir biliyor musunuz?
Bir halk isyanı…
Artık halkın gırtlağına kadar gelmiş durumda.
Şehit yakınlarının da gelen siyasilere yaptıklarının adı taşkınlık falan değil, isyanın başlangıcıdır.
Hükümet başta olmak üzere siyasiler bu olayı iyi okumalı ve kulaklarının üzerine yatmamalıdır.
Hele de Bakanlar garip garip açıklamalar yapmaktan özellikle kaçınmalıdır…
SEÇİM BİR KASIM’DA MI?
Yapılan açıklamaya bakılırsa Yüksek Seçim Kurulu 1 Kasım tarihinde seçimin yapılabilmesi için hazırmış.
Ne demek şimdi bu?
Seçim yapıldığı günden bu yana birileri “Hükümet kurulmayacak, izin vermeyeceğiz, erken seçime hazırlıklı olun” talimatı mı verdi Yüksek Seçim Kuruluna.
Yani ille de AK Parti tek başına iktidara gelecek, Recep Tayyip Erdoğan “Başkan” mı olacak?
Türkiye’de Cumhuriyet yönetimi yerle bir mi olacak?
Türkiye’nin yüzde 60’ı bunun böyle olmasını istemiyorlar.
Azınlığın çoğunluğa tahakkümü olur ki aksi durum, ona da demokrasi denilmez.
Totaliter rejim gelmiş demektir.
Anayasa’nın askıya alınmış olması demektir.
Bunun adı da ihtilal demektir.
Bunun karşılığında ise Halk İhtilalı olursa????
Aman ağzımdan yel alsın, bunu kimse istemez.
Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğinden yana olanlar istemezler.
GÜNÜN SÖZÜ
Ben söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil…