Emeklilerin yeni yıl zammı açıklandı.
Memur emeklisi, yüzde 7.36..
Benim gibi işçi emeklisi de yüzde 8.36 zam alacakmış.
Yaklaşık 18 yıl önce yani, 2002’de 7 bin 200 gün prim ödeyerek emekli oldum.
212 sayılı basın iş koluna tabi olarak çalıştım hep.
Fikir işçisiyim yani.
Öyle tanımlanıyor yaptığım iş.
Yıpranma payı veriliyordu bizlere.
Bu nedenle 20 yıl çalışıyorduk ama 25 yıl çalışmış sayılarak emekli ediliyorduk.
Bakmayın siz 7 bin 200 gün prim ödediğime.
Emekli olduktan sonra da yıllarca prim ödedim.
SGK’nın batak duruma gelmesinde, zerre miskal dahlim yok yani onu demek istiyorum.
1 Şubat itibariyle emekliliğimin 18 yılını tamamlamış olacağım.
Allah ömür verir, yazacak gücü de bahşederse, bir süre daha buralardayım.
Kimi beğenecek.
Kimi beğenmeyecek.
Kimi aydınlanacak.
Kiminin de zihni bulanacak biliyorum ama bir basın emekçisi olarak bir süre daha buralardayım yani onu demek istiyorum.
Bizim meslek, bir zamanlar emeğimizin karşılığını bihakkın veriyordu.
212 sayılı yasa, gazetecilerin dik durmasını ve ayrıca namerde muhtaç olmadan çalışmalarını sağlıyordu.
Bu ülkenin kazandığı en özgürlükçü Anayasa olan 1961 Anayasası sayesinde kazanılmıştı o haklar.
O yasayla kazanılan özlük haklar sayesinde gazeteciler özgürleşmişti bir anlamda.
Neden buna ihtiyaç duyulmuştu.
Bunu anlamak için kime gazeteci denir önce onu anlamak lazım gelir diye düşünüyorum.
Gazeteci tanımının türlü tarifleri var ama en çarpıcı olanını Rahmetli Uğur Mumcu yapmıştı.
Gazetecinin güvenilir kişi falan olması zaten en başta gelen koşuldur ama ‘’Hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir." demişti rahmetli.
Gazetecinin iktidarların baskılarına direnebilmesinin yanı sıra, namerde de muhtaç olmaması gerekir yani.
Bir gazetecinin enseyi karartmadan işini yapabilmesi için iyi para kazanması gerekiyor.
Gazeteciler yazdıklarından para kazanmalı ama para karşılığı asla yazmamalıdır.
RTÜK yasası çıkarılırken, 212 sayılı yasanın gazetecilere kazandırdığı haklarda geri alındı.
Biz geldik gidiyoruz.
Bab-ı Ali disipliniyle yetişmiş olmamız nedeniyle bundan sonra da yalpalamayız sanıyorum.
Ve fakat.
Bizden sonraki kuşakları zor günler bekliyor.
Babam gibi ben de emekli maaşımla geçinmeye çabalıyorum.
Dün sabah ziyaretine gittiğimde ‘’maaşlarımıza yüzde 8.36 zam yapılacakmış bu da senin maşın 264 liralık artacak demek oluyor baba’’ diye söylediğimde.
İnançlı adam olan babam, 86 yaşının da olgunluğuyla ayrıca tevekkül sahibi olması nedeniyle olsa gerek ‘’Buna da şükür, Allah bereket versin’’ dedi.
SGK’ya emekli olmadan önce 7 bin 200, emekli olduktan sonra da yaklaşık 6 bin gün dolayında prim ödemiş biri olarak, benim maaşıma da 246 lira zam yapılacak.
Babam kadar olmasa da tevekkül anlayışım var aslında ama yine de maaşıma yapılacak zam için şöyle gönülden ve doya doya ‘’buna da şükür’’ diyemiyorum maalesef.
Hesap doğruysa 246 lira ve bir de 43 kuruş artacak zamlı maaşımı altı ay sonra yapılacak yeni zamma kadar bozdurup bozdurup harcayacağım artık.
O tekerlemedeki gibi yani..
Benim adım hıdır, elimden gelen budur…