limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Bize Neler Oluyor
Yazarlar // 29 Şubat 2024 Perşembe 09:54

Ragıp GÖKER

Bugün siyaset molası vermek istedi.
Bu nedenle de, bugünkü yazım genel ahvalimiz üzerine olacak.
Karım Nesime, televizyonların sabah kuşağındaki haber programlarını izledikten sonra sıkılmış olmalı ki; zaplarken bir magazin programının yayında olduğu kanala takıldı.
Kadın sunucu, konuk şarkıcıya ''Her zamanki enerjinle girdin programa''diye takılarak başladı konuğunu ağırlamaya.
Konuk, aslında kendisinin her zaman enerji dolu olduğunu ama geceleri sevdiği dizileri be bazı yarışma programlarını izlemesi nedeniyle geç uyuduğunu ancak, programa gelmek için bugün erken kalkmak zorunda olduğunu falan anlatıyordu ki; sunucu bu defa da, Dominik Cumhuriyetindeki adaların birinde çekilen yarışma programında kimi tuttuğunu sordu.
Konuk, tuttuğu yarışmacıyı söylediğinde sunucu kadın bu cevaptan pek hoşlanmayınca, konuk şarkıcı bunun üzerine, yarışma sırasında kavgalarıyla bilinen bir yarışmacıyı kastederek ‘’O sarışın çocuğu mu tutmak gerekirdi?’’ diye sordu.
Kadın sunucu, konuğunun bu cevabına ne dedi dersiniz:
''Saf o çocuk be. Saflığından, temizliğinden ve iyiliğinden karışıyor kavgalara. ''
Kavga etmenin gerekçesine bakar mısınız?
Saflık ve iyilik!
''İyi kalpliler, saf ve temiz olanlar kavga ederler. Haklarını böyle ararlar.''
Bumudur yani.
Kadınların altın gününde veya bir kahvehane de söylense ''Cehalet'' der geçersin.
Bu sözler, milyonların islediği bir televizyon programında söyleniyor.
Sonra da, ''Bu kadar çok cinayet neden işleniyor?' diye soruyoruz.
Bu hale gelmişiz aslında.
''İyi insanlar kavga eder''
Bu mudur?
Yanlış elbette.
Doğrusu şudur:
Özellikle iyi ve temiz insanlar kavgadan uzak durur.
İyi insanlardan oluşan toplumlarda kavgaya rastlanmaz.
Sorunlarımızı, başkalarıyla kavga ederek çözemeyiz.
Yazının başlığı ''Bize neler oluyor'' şeklinde ya!
Sahiden de bozulduk mu biz.
Esnafla kavga ediyoruz.
Seçilmişlerin TBMM gibi en saygın kurumu olan TBMM'de yumruklu kavgaları kimin hoşuna gidiyor bu ülkede bilmiyorum ama aralarında yeniden seçilenler olduğu için kavgacı siyasetçileri sevenler de var demek ki aramızda.
Kaloriferle ısıtmıyor diye apartman görevlisi veya yöneticiyle kavga ediyoruz.
Futbol maçında bile haksızlığa uğradığını düşünen futbolcuların kavgalarına alıştık.
Hakemi yumruklayan kulüp başkanı bile çıktı aramızdan.
Ve hal böyleyken ben hala, bir cinayet vakası işitildiğinde ''Vardır bir sebebi gibi'' konuşmaları işittiğimde şaşırıyorum nedense.
Bir can almanın haklı hiç bir gerekçesi olamaz noysa.
Olmamalı.
''Bir cana kıymak bütün insanlığa kıymaktır ve bir canı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmaktır'' ilahi emrine inanan müminler olarak, bir cinayet vakasının ardından toplumumuzda ''Vardır bir sebebi'' gibi sapkın düşünceler de dillendiriliyor ne yazık ki.
Ne ara biz, sorunlarımızı kavga ederek çözer hale geldik.
Rahmetli şefim, ustam İsmail Başaran yazılarını ''Ne zaman adam oluruz'' notuyla bitirirdi.
Şefime rahmet olsun ama o sorusunun cevabı basit aslında.
İyi insan olacağız, kavga ve gürültüden uzak duracağız.
Adalet sistemimizle ilgili şikâyetler artmış olsa da adaletin şaşmaz terazisine güveneceğiz.
Hakkımızı, bileğimizin gücüyle veya parmağımızın ucundaki tetiğin ateşlediği mermiyle çözmeye kalkmayacağız.
İyi ve temiz insanlar olacağız. Kavga ve gürültüden uzak duracağız.
Bu mudur?
Budur elbette.