Samsun Çarşamba Ovasına yapılması planlanan, biyokütle enerji santrali konusundaki tartışmaların; disiplinden uzak, iligili ilgisiz herkesin görüş belirttiği bir ortamda, kısır bir sonuca varacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok...
Biyokütle: organik malzemelerden üretilen yakıttır. Hayvan gübresi, gıda atıkları ,ayçiçek, soya, tarlada hasat sonrası kalan anız, odun ürünleri, tarlada üretilen hertürlü ürünlerin kalıntıları, evsel atık diye isimlendirdiğimiz çöpler, keten, kenevir hayvansal atıklar vs, biyokütle yakıtı üretiminde kullanılacak olan organik malzemelerin bazılarıdır.
BES tipi santraller, kömür yakılarak enerji üretimindeki, doğaya, karbon salınımından %25 daha fazla bir karbon salınımı yapar. Adı yenilenebilir de olsa tamamen temiz bir enerji değildir.
Bu nedenle; böyle bir enerji tesisi, özellikle günümüzde insanların besin kaynağı verimli bir ovaya kurulması düşünülüyorsa; mutlaka yöre halkının olduğu kadar, tüm Türkiye halkının da bilgilendirilmesi gerekmektedir. Öncesinde, BES kararını almadan mutlaka çevresel etkileri, kurulumundan başlayarak geleceğe yönelik bir projeksiyon ile ülkeye yararı ve zararının neler olabileceği kararına esas bir fizibilite raporu olması şarttır. Olası ve olan tüm tartışmalar da bu fizibilite raporuna göre yapılmalıdır. Bu raporda ilk aklıma gelen ve aşağıda belirttiğim soruların yanıtları olmalıdır...
-Yer seçimi kriterleri nelerdir?
-Faaliyete geçtikten sonra ve uzak gelecekte çevresel etkileri neler olacaktır?
-Yoğun su kullanımı nasıl karşılanacaktır? Tarımsal alanları nasıl etkiliyecektir.
-Biyokütle malzemeleri neler olacak ve nerelerden temin edilecektir?
-Biyokütle malzemeleri hangi usuller ile temin edilecektir? Çünkü kötü niyetli kişiler orman vasfındaki ağaçları çalı çırpı diyerek keserek (izinli, izinsiz) biyokütle malzemesi olarak satabilir. Bu tip santrallerin çevresinde ormansızlaştırma sorunu olduğu bilinmektedir.
-Bu santralin kuruluş amacı eğer yörenin ihtiyacını karşılamaksa; yörede hidroelektrik ve doğal gaz santralleri vardır. Bölgenin ihtiyacından fazladır. Enterkonnekte sistem ile yörede üretilen enerji, Türkiye'nin sanayi bölgelerine taşınmaktadır. Bu da sabit enerji kayıplarına neden olmaktadır.
-Gücünün 27 mw olacagı söylenmektedir ki bu rakam Türkiye üretimine katkısı oldukça düşüktür. Enterkonnekte sisteme ilave edileceği düşünülürse, ayrıca kayıpları da olacaktır. Enerjinin taşınması ayrıca maliyettir. Bir hidroelektrik santralini seçilen yerinden başka yere kurmazsın ama bu santralleri enerji ihtiyacı olan yerlere kurmak daha verimli olabilir.
İnsanlar aç kaldıklarında otomobillerini yiyemezler. İnsan beslenmesinde toprak en kıymetli elamandır. Onun için ovalar özel kanunlar ile korumaya alınmalı, değil santral çiftlik evi dışında yapılaşmaya ve kirletilmesine müsaade edilmemelidir.
Önerim; Samsun Kavak hızlı tren projesi en kısa güzergahtan, insan ve yük taşımalı olarak hayata geçirilmeli, kirlilik üreten tüm sanayinin en iyi filtreleme sistemi ile donatılarak ve denetimi de yapılarak, Kavak ilcesinin yerleşimine uzak bölgelerinde konuşlanması sağlanmalı.. Burada çalışacak işçiler Samsun'da oturup hızlı tren ile çalışma alanlarına gitmeli. Bu Samsun'dan organize sanayisine gitmekten daha kolay olacaktır. Hızlı tren sayesinde Kavak liman hizmetlerine de ucuz ve kolay olarak kavuşmuş olacaktır.
Santralin yapılmasını isteyenlerin sözlerinde ki samimiyeti ve doğruluğu ölçmek adına karşı çıkanlar mutlaka bu sözleri içeren bir taahüt almalılar..
SONUÇ OLARAK: SANTRALİN FİZİBİLİTE RAPORU TÜM DETAYLARI İLE AÇIKLANMALI (sadece fayda ve zararları yönünden tartışmalar yeterli değilidir) İLGİLİ UNİVERSİTE KÜRSÜLERİ, ODALAR VE UZMANLARİNCA TARTIŞILARAK, ÜLKE YARARINA BİR PROJEKSİYON İLE EN DOĞRU KARAR ALINMALIDIR.