istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Bir Kısım Medya
Yazarlar // 10 Eylül 2016 Cumartesi 00:00

Ragıp GÖKER

Şu siyasetçilerin, belediye başkanı olanları enteresan insanlar.
Bundan yaklaşık 40 yıl önce, Rahmetli Ferruh Çetin’in, Samsun’un ‘İçme suyu kirli’ diye yazdığı haber, Günaydın Gazetesinin manşetine çıkmıştı.
Ki, Samsun’un içme suyu o tarihlerde Mert Irmağındaki kuyulardan çekiliyordu.
O zamanlar henüz Hedef Halk yayına başlamamıştı ama benim de mesleğe başladığım Günaydın’ın çoğu Samsun haberlerinden oluşan en az iki sayfası, bölge haberlerine ayrılırdı.
Günümüzde Samsun halkı gündemi şimdi nasıl Hedef Halk’tan takip ediyorsa, o yıllarda da olup biteni, Hürriyet ve Tercüman’ın yanı sıra, yaklaşık 700 bin dolayında tirajı olan Günaydın Gazetesinden öğrenirlerdi.
Lafı uzatmayayım.
İçme suyunun kirli olduğuna dair o haber, Günaydın’da çıkınca, Vehbi Beyin emriyle belediyeden gelen görevliler, Ferruh Çetin’in evindeki suyu kesmişlerdi.
Ferruh Çetin’in , ‘’Suyumu neden kestiniz?’’ şeklindeki sorusunu Kemal Vehbi Gül ‘’Kirliyse içme’’ diye cevaplamıştı.
Samsun’da ‘ben yaparım olur’ halleri yeni değil, bunun bir geleneği var yani.
Biz de bazı uygulamalarını eleştiriyoruz diye mi bilinmez, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, ‘dokuz delikli’ o golf sahasındaki basın toplantısına bizim gazeteden kimseyi çağırmamış.
Dokuz delikli golf sahasını çok eleştirdiğimiz doğrudur.
Arkadaşlarımın ballandıra ballandıra anlattıkları kahvaltılı basın toplantısına gazete olarak ‘’Eleştiriyor ve gereksiz buluyorsanız gelmeyin’’ gerekçesiyle mi çağırılmadık bilmiyorum ama şimdi soruyorum:  
Biz bir kısım medyadan mı sayılıyoruz?

Davetliler arasında olsaydım belki ben de envai tatlarla sunulan o kahvaltının etkisiyle, ‘’Bugüne kadar eleştirmekle ne kadar da ukalalık etmişim, oysa Büyükşehir Belediyesi Samsun halkına cenneti bahşediyor’’ diye yazardım.
Bir okur olarak ‘’Büyükşehir belediyesinin yaptıkları arasında hiç iyi şey yok mu?’’ diye sorabilirsiz.
Olmaz mı, vardır elbet.
Önceki hafta sonu karımla gittiğim Çobanlı İskelesini çok beğendim mesela.
Güzel ve Samsun’a yakışır bir eser olmuş gerçekten.
Ama diğer taraftan Samsun’un Allah vergisi kumsalı, insan eliyle yok edilmiş.
Şimdi Büyükşehir Belediyesinin Samsun’a yaptığı bu kalıcı kötülüğü görmeyelim mi?
İnsanların yüz binlerce lira harcayarak yaptırdıkları o evlerin değer kaybını görmezden gelirsek, geceleri yastığa başımızı huzurla nasıl koyarız?
Başkan bizi kahvaltılı basın toplantısına çağırsın diye, FETÖ’cü olduğu iddia edilen İşadamına verdiği ihaleyi iptal etmek için, İşadamının mallarına el konulana kadar beklemesini eleştirmeyelim mi?
‘Üç Maymun’ misali ‘’Görmeyin, Duymayın, Söylemeyin’’ diyorsanız, aslında bu işimize gelir.
Böylesi gazetecilik bizim mesleği yapmanın en kolay tarafıdır.
Bir kısım medya tarifine, mesleğini ‘uysal çocuklar’ olarak yapanlar mı daha uygundur, yoksa ‘aykırı çocuklar’ olarak devam ettirenler mi?
Sahi kim ‘bir kısım medya’.