Bir Cumartesi günü

Otomobille Büyük Cami’nin önüne geldiğimde öğle namazına birkaç dakika kalmıştı.
İki cenaze vardı ve ikisine de katılmam gerekiyordu.
Birisi Samsun’un tanınmış simalarından meslektaşımız Doğan Kaynar’dı.
İkincisi ise gazeteci arkadaşımız Necmi Hatipoğlu’nun dayısı Sebahattin Demirci’nindi.
Büyük Cami’nin önünde bu şehrin milyonlarca lirası harcanarak düzenleme yapılmıştı ancak yine de otomobil park etmek için yer yoktu.
Yolda üçüncü sıra park yapılmıştı otomobillerle.
Cenaze arabalarının bile oradan çıkması mucizeydi.
Ben, aracı park edecek bir yer ararken, ki bulamadım, gazeteci kardeşimiz Yalçın Karataş arayıp “abi neredesin seni göremedim” diye sordu.
Anlattım başıma geleni.
Otomobili park etmek için yer aradığımı söyledim.
Bu kentin insanlarının kazanımlarından ödedikleri vergilerin maalesef boşa harcandığını gördüm gözlerimle ve de yaşadım.
Çünkü Büyük Caminin önü maalesef gereğince düzenlenememişti meğerse…
Allah rahmet eylesin…
Kalanlara ise sabır ihsan eylesin Yüce Mevla’m…
Aynı gün akşamüzeri Samsun Şehir Kulübünde bir nikâha gittim.
Samsun’un tanınmış simalarının büyük bölümü oradaydı.
Güler ve Şahin ailelerinin çocukları yuva kuracaktı.
Nikâhı Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz kıyacaktı.
Yılmaz önce “Bu iş ayakta olmuyor” dedi ve neden koltuk olmadığını sordu.
Sanki oturduğu koktuktan kakıyormuş gibi…
Koltuk sevdasını, nikâh kıyarken bile aklından çıkaramıyor, Yılmaz…
Şahitlerden birisi de AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni’ydi.
Başbakan Erdoğan’ın söylemini tekrarlardı ve genç çiftten en az üç çocuk istedi.
Milletin şeyine karışmayı, çocuk sayısına karışmayı adet haline getirmişler bir kere…
Hanımını sandalye oturtmuş kendisi koruma polisi gibi arkasında ayakta duranlar da oradaydı.
Şehir Kulübünün bahçesi de hınca hınç doluydu…
Büyük Cami’nin önü gibi…
Hafta sonu Cumartesi günü aklımda kalan mı?
Şehrin milyonlarını Büyük Cami önünü düzenlemek için toprağa gömen bir başkanın nikah kıyarken koltuk istemesi oldu…
Söz veriyorum; eğer o günleri görürsem, yani yaşarsam o kadar Yusuf Bey başkanlıktan giderse evine hediye bir koltuk göndereceğim…
Haaa…
Az daha unutuyordum.
Nikâha son anda gelen İlkadım Belediye Başkanı Necaattin Demirtaş’ın, Yusuf Bey adaba hangi belediyenin başkanı olduğunu mu unuttu?

BİR BELEDİYEYE HACİZ Mİ GİTTİ?
Samsun’da ilçe belediyelerinden birisinde başkan ilk iş olarak seçilir seçilmez makam odası yaptırmış.
Sonra bunu beğenmemiş burayı bir daha düzenletmiş yeni masraflar yapmış.
Masa sandalye, koltuk takımı falan aldırmış belediyeye.
Sonrasında bu borçlar ödenmemiş.
İlçede konuşulanlara göre belediyeye haciz memurları gitmiş.
Memurlar, mal tespiti yapmışlar.
Alacaklı, belediyeden alacağını icra yolluyla alacakmış.
İlçede söylentiler bunlar.
Olur mu olur vallahi…

GÜNÜN FIKRASI
Evlenme hazırlığı içinde olan bir çift trafik kazasında ölüp cennete giderler. Damat adayı durumu görevli meleğe anlatarak evlenip evlenemeyeceklerini sordu.
"Bir bekayım" dedi görevli melek.
Aradan 3 ay geçtikten sonra görevli melek mağdur cifte sevinçli haberi vermek için "Her şey ayarlandı. Sizi evlendirebiliriz" dedi.
"Şey... Biz düşündük de, acaba evliliğimiz yürümezse bizi boşaya bilir misiniz ?" dedi damat adayı.
Görevli melek gök gürültüsü sesiyle son derece kızgın bir şekilde; "Siz manyak mısınız ??? Cennette bir imam bulabilmek için 3 ayımı verdim. Avukat bulmak ne kadar sürer tahmin edebiliyor musunuz?"...

GÜNÜN SÖZÜ
Büyük görünme, küçülürsün... Said-i Nursî

DUVAR YAZISI
Karim öyle hamarat ki, çok iyi kafa ütüler.