Yazarlar // 29 Kasım 2014 Cumartesi 00:00
İsmail BAŞARAN
Hafta içinde takımın en iyilerinden Umar, çantasını toplayıp gitmiş.
Yönetim olağanüstü kongre kararı almış.
Karşılaşmayı izleyen bin beş yüz kadar taraftar 90 dakika “Yönetim istifa” diye bağırmış…
Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı tribünlerdeki yerini almamış…
Kaç aydan beri paralarını alamayan bir avuç yürekli insan Kırmızı Beyazlı formayı giymiş,
19 Mayıs Stadı’nın çimlerinde mücadele ediyor.
Ne için?
Bu şehir için.
Ellerinden gelen bu işte…
Daha ne bekliyorsunuz?
Sahaya yüreklerini koyan bu gençlerin, o yüreklerini ellerine alıp tribüne bile gelmeyen şehrin yöneticilerine kızartıp göndermelerini mi?
Taraflar birbirlerine kontrol ederek başladılar oyuna.
Samsunspor seriye bağlamak, konuk takım Gaziantep B.Ş.Belediyespor ise bir kabulüm üç kaymaklı kadayıf anlayışındaydı.
Oyun orta sahaya sıkıştığında 24. Dakikada Samsunspor’un ilk organize atağı geldi.
Sahanın belki de en iyisi Taha topu Nbilla’ya aktardı, bu futbolcu iki kişiyi çalımladıktan sonra Serdar’ı topla buluşturdu. Serdar’ın aşırttığı top Musa’nın kafasından Samsunspor’un golü olarak filelerle buluştu.
İlk yarı böyle bitecek derken bir savunma hatasından Samsunspor Ercan’ın kendi kalesine attığı golle yıkıldı.
Kırmızı Beyazlıların imdadına hakemin ilk yarıyı bitiren düdüğü yetişti.
İkinci yarı Samsunspor oyundan tamamen düştü, Gaziantep B.Ş.Belediyespor diri ve ayakta kaldı.
Samsunspor’da ne savunma ne orta saha ne de gol ayağı vardı.
Taraftar sonlara doğru yine “Yönetim İstifa” diye bağırdı.
Asıl istifa etmesi gerekeni söyleyeyim mi?
Feberbahçe’ye bu takımın tribünlerini satan ve böylede sonun başlangıcını hazırlayan sonrasında da Samsunspor’un maçlarına gelmeyen Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmazdır.
Bu asla unutulmamalıdır.