Binali Yıldırım Hükümeti

Yazarlar // 25 Mayıs 2016 Çarşamba 00:00

Ragıp GÖKER

AK Partinin Pazar günü ‘Kutlu Yürüyüşe Devam’ sloganıyla yapılan Büyük Kongresinde Genel Başkanlığa seçilen Binali Yıldırım, Davutoğlu’nun istifasının hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldığı yetkiye dayanarak yeni hükümetini de kurdu.
Binali Yıldırım’ın Başbakanlığında kurulan ve dün açıklanan 65. Cumhuriyet Hükümetinde, Akif Çağatay Kılıç’ın yine Gençlik ve Spor Bakanı olması beklenen bir durumdu.
Sürpriz olmadı yani.
Çağatay Beyin koltuğunu koruması, başta AK Partilileri de sevindirmiştir belki ama bu durum en çok da Play Off’a kalamayarak, Süper Lig hayallerini bir kez daha erteleyen Samsunspor taraftarlarında, O’ndan beklentileri de artıracaktır.
Samsunspor birkaç yıldır tarihinin en bunalımlı günlerini yaşıyor.
Kulübün içinde bulunduğu para sorunu gittikçe artıyor.
Oyunculara olan borç yüzünden geçen sezonun başında kapanan transfer tahtası henüz açılamamışken, Umar meselesi yüzünden FİFA tarafından konan transfer yasağı da kulübünün başka bir açmazı olarak önümüzde duruyor.
Emin Kar’ın başkanlığı döneminde Kazım Yılmaz’ın kulübe verdiği büyük zarar, o dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın sağladığı para desteği ile aşılmıştı.
Atalarımız ‘’Her yiğidin yoğurt yeme biçimi farklıdır’’ demişler ama Samsunspor taraftarları, Suat Kılıç’ın ardından aynı göreve getirilen Akif Çağatay Kılıç’tan da benzer desteği beklediler.
Allah’ı var Akif Bey de zaman zaman kulübe kaynak aktarılmasını sağlamıştır.
Ve fakat
Çağatay Beyin desteği hiçbir vakit, Suat Beyin sağladığı destek kadar olmamıştır.
Siyasette oldukça tecrübe kazandığına inandığımız Çağatay Kılıç’ın, Samsunspor’a parasal kaynak bulmada, Suat Kılıç’ı aratmayacağına da inanıyoruz.
Bu arada Binali Yıldırım’ın açıkladığı 65. Cumhuriyet Hükümeti büyük ölçüde Davutuğlu hükümetlerinin devamı gibi görünse de Bakanlar Kurulunda, Yalçın Akdoğan’ın liste dışı kalması zaten bekleniyordu belki ama Recep Akdağ’ın yeniden Sağlık bakanlığına getirilmesini büyük bir sürpriz olarak gördüğümü söylemeliyim.
Bir zamanlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en yakınındaki kişi olarak bilinen Yalçın Akdoğan’ın, Dolmabahçe Mutabakatı nedeniyle gözden düşüğü biliniyordu.
Akdoğan’ın bakanlığı kaybetmesini sürpriz olarak değerlendirenler var mı bilmiyorum ama Cumhurbaşkanının Dolmabahçe Mutabakatına gösterdiği tepkiye rağmen O’nun kabinede yer alması daha büyük sürpriz olurdu.
AK Partinin en çok övündüğü sağlık politikalarının mimarı sayılan Recep Akdağ’ın ise Sağlık Bakanlığındaki kadrolaşma nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisini çektiği, bu nedenle bakanlık koltuğunu kaybettiği konuşuluyordu.
Recep Akdağ’ın yeniden Sağlık Bakanı yapılması iki şekilde değerlendirilebilir.
İlk değerlendirmeyi ‘’Başbakan Binali Yıldırım, siyasete birlikte başladığı arkadaşına sahip çıkmış olabilir’’ şeklinde yapmak mümkün.
İkinci değerlendirme ise özellikle Binali Yıldırım’ın Genel Başkan ve Başbakan olmasıyla birlikte başlayan süreci AK Partinin başladığı noktaya döndüğü şekline yapılabilir.