Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılarak yeniden düzenlenmek istenen Saathane Meydanı ile ilgili tartışmalar sürüyor.
Büyükşehir yıkılacak derken vatandaşlar orada tarihi değerler olduğuna dikkat çekip yıkılmaması için yargıya gitmişlerdi.
Samsun medyası ve Samsun halkı da bu konuyu takip ediyor.
Yargı konuyla ilgili bilirkişi raporu istemiş ve bu konudaki çalışmalar da yapılmıştı.
Bilirkişi raporu nihayet çıktı.
Raporda sanat tarihçileri dışındaki heyet üyeleri “Burada tarih izine rastlanmadı” diyerek ilginç bir gelişme yaşanmasına neden oldu.
Bana göre, bu raporun orasını veya burasını okumanın hiçbir anlamı yoktur.
Samsun’da Saathane Meydanı’nda tarih yoktur diyen kafalara bakmak gerekir.
Kimlerden oluşuyor bu bilirkişiler?
Bilirkişilere ulaşılabiliyor mu?
Bu ve benzeri sorular çoğaltılabilir.
Asıl önemli olan kendi arasında ikileme düşen bilirkişi raporunu baz alarak buradaki tarihin yıkılmak istenmesidir.
Bu yapılmamalıdır.
“Ben yaptık oldu” diyenler yarın bunun hesabını veremezler.
Gerçi hesap sorulur mu sorulmaz mı o da belli değil ya…
Sahi gelelim başlıkta sorduğumuz soruya Saathane Meydanı’ndaki tarih işini bilirkişi bildi mi bilmedi mi?
Var mı bu konuda fikir yürütecek olanınız…
ENGELLİ RAPMASININ HATIRLATTIĞI
TV’nin tek kanal olduğu dönemlerde Brezilya dizilerinden geçilmiyordu ortalık.
O dizilerden birisi de “Yukarıdakiler ve aşağıdakiler” adını taşıyordu.
Samsun İlkadım Belediyesinin bir etkinliği ve sonrasında yazılıp çizilenlere verilen cevap bu diziyi hatırlattı bana.
Bu satırlarda da yer aldı konu.
İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş 3 Aralık dünya engelliler gününde Acem Tekkesi’nde engellilerle kahvaltıda bir araya gelmek istedi.
İstedi de mekanın tamamından engellilerin yararlanması için rampa bulunmadığı ortaya çıktı.
Konu da haliyle eleştirildi.
İlkadım Belediyesi Basın Müdürü Oktay Çakır arkadaşımız, konuyu burada dile getirdiğimiz için aradı ve “Acem Tekkesi’ndeki engelli rampasının fotoğrafını atıyorum” dedi.
Bu satırların yazarı on gün kadar önce o mekandaydı ve Başkan Demirtaş’la yapacağı söyleşi için ikinci kata çıkarken engelli rampasına rastlamamıştı.
Belediyeden gönderilen fotoğraflara baktım.
Evet, engelli rampası vardı.
Birinci katında.
İkinci kata engellerlin çıkması için rampa yoktu.
Kısacası engelliler mekanın üst katına çıkamadı, çıkamayacak da.
Ta ki buraya bir engelli asansörü yapılana kadar.
Şimdi gelelim İlkadım Belediyesi Basın Müdürü Oktay Çakır arkadaşımıza, üst makamlara iletmesi için söyleyeceğimiz bir çift sözümüze.
Belediye tarafından çalıştırılan bir mekanda “Aşağıdakiler” ve “yukarıdakiler” diye fark yaratılmamalı.
O aşağıdakiler yarın bakarsınız soruverirler “Bizi neden hor görüyorsunuz” diye.
“Çok şeyime” deyip geçemezsiniz o zaman…
ŞEFFAFLIK NEREDE KALDI?
Atakum Belediyesi’nin Meclisinde komisyon toplantısı kapalı kapılar ardında yapılmış.
Vardır bir gerekçesi diye üstünde durmayalım mı?
Duralım, kapalı kapılar ardındaki toplantılardan oldum olasıya kuşkulanmışımdır.
Atakum Belediyesi’nin muhalif üyeleri bu konuyu eleştirmişler ve “Başka belediyelerin TV yayını yaptıklarını” dile getirmişler.
Atakum Belediye Başkanı Metin Burma’yı buy yolla “baskıcı bir başkan” olarak suçlamanın alemi yok.
Sanırım gerekçesini açıklar ve bundan sonraki toplantılarınhalka açık yapılmasını sağlar.
GÜNÜN FIKRASI
Kadın kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına bakıp söylenmiş;
- Keşke bir gazete olsaydım, böylece bütün gün elinde sıkı sıkı tuttuğun ve ilgilendiğim ben olurdum.
Adam kafasını bile kaldırmadan cevap vermiş;
-Evet, keşke sen bir gazete olsaydın böylece yarın senin yerine yeni bir tane alırdım…
GÜNÜN SÖZÜ
Az şey bilirsek bir şeyin doğruluğuna emin olabiliriz, bilgi artınca kuşku da artar. Goethe
DUVAR YAZISI
İnsanların seni ezmesine izin verme; Ehliyet al, sen onları ez...