Basın İlan Kurumu (BİK)’in 81 ilde yayın yapan gazetelerin sahipleri ve temsilcileriyle gerçekleştirdiği toplantıların beşincisi dün Samsun’da yapıldı.
Türk medyası zor günlerden geçiyor.
Özellikle döviz kurlarındaki aşırı yükselmenin etkisiyle gazete sahipleri ve çalışanları bir taraftan ekonomik sorunlarla boğuşurken, bir taraftan da meclisin gündemindeki dezenformasyon yasası olarak bilinen kanun teklifinin kendilerine ne gibi sorunlar çıkaracağına dair sorulara karşılık bulmaya çalışıyorlar.
Yazılı basın zaten ağır bir yükün altında eziliyor.
Dolar her bir kuruş arttığında gazete sahiplerinin uykuları kaçıyor.
Yazılı basında, çalışanlar dışında iğneden ipliğe her şey ithal çünkü.
Kâğıt da dışarıdan geliyor, boya da.
Bir tek gazeteciler yerli ve milli.
Gayrisi tümüyle gavur icadı ve onların ürettiklerinden oluşuyor yani.
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç da Samsun toplantısındaki konuşmasının bir bölümünde yazılı basının bu koşullarda yaşamını sürdürme şansının az olduğuna değinirken,’’Genel Müdürlükte ekranlara baktığımızda bu işin devamını göremiyoruz’’ dedi.
Genel Müdür Cavit Erkılınç ayrıca işini düzgün yapanların kalacağını, kötülerin yok olacağını da söylemeyi ihmal etmedi.
BİK’in daha önceleri Samsun ve Ordu’da gerçekleştirdiği toplantılara katılmıştım.
BİK’,in daha önce ‘’Yeni Nesil Gazetecilik’’ adını verdiği toplantılarda bir önceki Genel Müdürün, doğrudan söylemese de, dolaylı olarak yerel gazetecileri ‘İyi Çocuklar’ olmaya çağırdığını hatırlarım.
Genel Müdür Erkılınç da Samsun’daki toplantısındaki konuşmasına başlarken, Basın Ahlak Yasası ve Dezenformasyon Yasa Tasarısına atıfta bulununca ne yalan söyleyeyim bende yine aynı intibaı uyandı.
Basın İlan Kurumu’nun belli ilkeleri var elbette.
O ilkelerin, gazetelerin daha düzgün çıkmasını sağlamakla ilgili olduğunu bilirim.
Devlet, yapacağı hizmetleri ihaleye çıkarır ve bu ihaleleri de ilanla duyurur.
BİK’de bu ilanları gazetelere vasıflarına göre dağıtır.
Kim iyi, kim kötü!
İşte bu kriterler aranırken bazen kantarın topuzunun kaçtığına dair şikayetleri de işitmiyor değiliz hani.
Ülkemizde tartışılıyor olsa da bir yargı istemi var.
Mahkemeler suç işleyene cezasını veriyor.
Burada üzerinde durulması gereken konu, BİK’in gazeteler üzerinde denetim yaparken, ceza müessesesi gibi davranıp, davranmadığıdır.
Genel Müdür Erkılınç, gazetelere kesilen cezalar için ‘’Ceza değil, mahsuplaşma’’ dese de, konuşmasının bir bölümünde ‘’Kötüden alıp, iyiye veriyoruz’’ demesi, gazeteleri zapturapt altına alma düşüncesi değil de nedir.
Genel Müdür Cavit Erkılınç, dezenformasyon yasa teklifinin yerel medyada çalışanlarını çok etkilemeyeceğini söyleme gereği duysa da, BİK’in toplantılarından anladığım özetle şudur:
Hepimiz iyi çocuklar olacağız.
BİR YANLIŞTAN DÖNMEK
17 Eylül günü bu köşede ‘’Ayçiçeği tarımında yanlış nerede yapılıyor’’ başlıklı yazının bir bölümünde GÜMRÜKSÜZ İTHALAT BÜYÜK SORUN ara başlığıyla ayçiçeği tarımında yaşanan sorunun, ürünün ön alım fiyatından daha ziyade yağ sanayicilerine gümrüksüz yağ ithal etme izni verilmesinden kaynaklandığını yazmıştım.
Dikkati bir okurumun uyarısıyla yazının yayınlandığı gün, 15 Eylül’de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ayçiçeği yağı ithalatında gümrük vergisinin yüzde 10’a çıkarıldığını öğrendim.
Bazen işlerimiz nedeniyle depolu çalışıyoruz.
O yazıyı kararnamenin yayınlandığı 15 Eylül’de kaleme almıştım aslında.
Zira o yazıyı hazırlarken, 24 Haziran’da yayınlanmış olan bir başka Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 1 Temmuz ve 31 Aralık 2022 tarihleri arasında ayçiçeği yağı ithalatında gümrük vergisinin sıfırlandığı şeklinde bir bilgiyi esas almıştım.
Hükümet, bu konuda yapılmış bir hatayı fark etmiş ve yanlıştan dönmüş.
Buna sevinmekle birlikte yinede daha dikkatli davranmam gerektiğini düşünüyor ve siz okurlarımdan özür diliyorum.