Seçimler yaklaşıyor.
''Adaylar çıktı meydana, her biri, bir birinden merdane'' demek isterdim ama en azından bir kısmı için böyle söyleyemeyeceğim.
Çünkü biliyorum ki; birçoğunun aday adaylığı başvurusu yapma amacı seçim, seçim kazanıp belediye başkanı seçilmek değil.
Aralarında bir yerlerde bir yönetim kurulu üyeliği kovalayanlar da var. Partisinde muhkem bir mevkide kendine yer bulma amacı taşıyanlar ve ola ki önümüzdeki yıllarda yapılacak başka bir seçimde hatırlanmayı bekleyenler de var.
Ve fakat.
Ciddi ciddi o makama talip olanlar da var aralarında.
Bu yazının amacı da, hanı flörtleşme aşamasındaki gençlerden evlenmek amacı ile tanış olmak isteyen erkek tarafının ''Niyetim ciddi'' diyenler gibi ciddi ciddi 'Başkan' olmayı dileyen ve bu amaçla yola çıkanlara seslenmektir.
Okurlarımızın zihinlerindeki başkan adayı profili nicedir bilemem ama benim zihnimdeki aday ve dolayısıyla başkan profili şöyle:
Bir kere benim belediye başkanım ciddi olmalı.
''Dürüst olmalı'' da diyeceğim ama bunu söylemeye zaten gerek yok gerek yoktur sanırım.
Zira dürüst olamayanların, bırakın şehri yönetmeyi toplumda da bir yeri yolamaz zaten.
Madem bahis dürüstlükten açıldı Samsun'a 'Şehremini' olacak kişi de olmazsa olmaz özelliklerden biri de dürüst olmaktır.
Benim belediye başkanım, ''Projelerim'' diyerek öyle uçuk, kaçık vaatlerde bulunup beni kandırmaya çalışmasın yani.
Ki;
Geçmişte oldu böyle şeyler.
Türkiye'de yüze yakın tersanenin bulunduğu Tuzla’da toplamda 6 bin 600 işçi çalıştırılırken, Samsun'da kurulacak 4 tersane için 15 bin kişiye iş imkanı sağlanacak gibi yalanlar söylenmesin.
Benim belediye başkanım, şehrin sivil toplum örgütleriyle diyalog içinde olsun. Özellikle ''Akademik oldalar'' olarak bilinen Mimarlar Odası, İMO, Ziraat Mühendisleri gibi odalarla görüş alış verişinde bulunsun.
Sonradan mahkeme duvarlarına toslayacağı bilinen projelere denenmesin.
''Ben yaparım'' olur anlayışı bu şehirde son bulsun artık.
Benim belediye başkanım, alt yapıya önem versin.
Park ve bahçeler de yapsın ve şehir mobilyalarıyla gözümüzü de boyasın boyamasına ama Samsun'u artık her yağış sırasında sel almasın.
Benim şehrim depreme hazırlıklı olsun.
Benim Başkanım ülkemdeki deprem gerçeğini kulak ardı etmesin.
Bu konuda yapılan uyarılara kulağını tıkamasın.
Bunun için ''Kentsel dönüşümü'' başlatsın ama kentsel dönüşümün, rantsal dönüşüme evirilmesini de engellesin.
Benim başkanım:
Sermayeyi 'yolunacak kaz' gibi görmesin.
Şehrime yatırım yapacak işadamlarını bir sonraki seçimini garanti edecek biri olarak görmesin.
Ki;
Geçmişte oldu böyle vakalar.
Benim belediye başkanım, şehri geliştirsin, dönüştürsün ve dolayısıyla zenginlik yaratsın.
Benim şehrim 'Dürüm/Döner' ekonomisinden kurtulsun ve üreten, ürettiğiyle zenginleşen ve o zenginliği de halkına yansıyan bir şehir olsun.
Samsun'un adı her alanda duyulsun.
Atatürk'ün Şehri'ne yakışır şekilde kültürde-sanatta yeniden öncü bir şehir olalım ve Samsun'a gelenleri, şehrin girişine yeniden asacağımız ve üzerinde ''Atatürk'ün şehrine hoş geldiniz'' yazılı pankartlarla karşılayalım.
Samsun'un bir 19 Mayıs ve Atatürk Şehri olduğu gerçeğini unutturmak isteyenlere izin vermeyelim.
Benim belediye başkanım, formasında Atatürklü armayı taşıyan bu şehrin en önemli markalarından biri olan Samsunsporumuza her daim destek verirken, bunu yapmaktan çekinmeyecek biri olsun.
Benim 'Başkan' profilim özetle budur.
Umarım, şehrime 'Şehremini' seçilecek birinde bu türden özellikler bulunur.
Adaylar, ön seçimle belirleniyor olsa üyeler, partililer arasında bu türden özelliklere sahip kişilerin aday yapılmasını sağlar ama biliyorum ki, liderler, ''Bunu seçeceksiniz'' diyerek birilerini bize dayatacaklar.
Umarım ve dilerim, liderler de adayları bu türden özelliklerle donanmış kişileri aday yaparlar.