‘Olmasaydı da olurduk’
10 Kasım günü bir gazeteye böyle bir ilan vermiş Muhterem.
O ilanı tam sayfa olarak yayınlayacak kafasına göre de bir gazete bulmuş.
İslamcı bir derginin sahibiymiş ilanı veren kişi. Bir gün sonra da neden o ilanı verdiğini açıkladı.
Koç gurubunun bir yıl önce 10 Kasım’da gazetelerde yayınlanan ‘Olmasaydın, olmazdık’ ilanına cevap vermekmiş maksadı.
Güya Koç’un ilanı İslam fıkhına uymuyormuş.
Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı da oluruz iddiasındaymış.
Dedelerinin işgalcilerle bir yakınlığı olabilir o muhteremin, o bakımdan kendi ninelerinin ırzına tasallut etmeyeceklerini garanti etmiş olabilirler.
Ve fakat
Sevr ile birlikte yurdun büyük bir bölümü düşman çizmeleriyle işgal atındayken kimsenin hürriyeti yoktur. Toprakları düşman işgali altındaki hiçbir milletin can ve mal emniyeti olmadığı gibi namusunu koruma garantisi de olamaz.
Hür değilsen, var olsan ne yazar !
Türk milleti vatan topraklarının düşman çizmeleriyle çiğnenmesine asla izin veremez. Bu duygularını harekete geçirecek bir öndere ihtiyacı vardı bu milletin.
Mustafa Kemal, Samsun’da başlattığı bağımsızlık mücadelesini ‘‘Ya istiklal, ya ölüm’’ parolasıyla Kurtuluş Savaşına kadar sürdürmüş ve o destansı mücadelenin sonunda bu millet bağımsızlığını kazanmıştır.
250 bin genci Çanakkale Savaşında, bir o kadarını da Kurtuluş Savaşında şehit veren bir topluluktan yeniden bir millet yaratmıştır Gazi Mustafa Kemal. Cumhuriyet ve devrimleriyle bu milletin önüne büyük bir hedef de koymuştur. Gazi. O, hedef muasır medeniyet seviyesidir.
Bugün dünyanın 17. Büyük ekonomisine sahip olmakla övünüyoruz ya. İşte o düzeye Ulu Önder’in bu millet için koyduğu büyük hedefin sonucu olarak ulaştık biz.
Bu millet O’na önce Gazi, sonra Atatürk adını vermiştir.
Düşmanlarımız dahil bütün dünya ona saygı duymuş, bu milletin Ata’sı olduğunu kabul etmiştir.
Dün gazetelerde bir haber vardı. Güney Kore’nin Ankara’daki Askeri Ataşesi Jooseong Han, bir soru üzerine Atatürk resminin basılı olduğu kravatı göstermiş. ‘’Ben Atatürk’ü göğsümde taşıyorum’’ demiş. 10 Kasım günü saat 9’u 5 geçe evinde eşi ve çocuğuyla saygı duruşunda bulunduklarını da söylemiş Koreli Albay.
Kimse sirenler çalınırken ‘’Ayağa kalk’’ emrini vermemiştir o Albay’a ve onun eşi ile çocuğuna.
Belli ki bunu Ulu Önder’e duyduğu derin saygı nedeniyle yapmış.
Bizden biri gibi.
Ve fakat
Bizden birisi ama bize yabancı birisi ise 10 Kasım’da ‘’Olmasaydın da olurduk’’ diye gazeteye ilan vermiş.
Bu ne dediğini bilmeze ben cevap vermeyeceğim.
En güzel cevabı bu millet sanal alemdeki sosyal paylaşım sitesinde vermiş aslında.
‘’Olsaydık, olmazdın’’ diye.
Cuk oturmuş.
Bu milletin zekasına hayranım ben.