Metin Burma beş yıl önce Adem Bektaş’tan görevi devraldığında, ‘’Belediyeyi batırmışlar’’ demişti.
Hatırlarsanız devasa afişlerle Bektaş döneminin borçlarını alt alta sıralayarak, batak bir belediye devraldığını anlatmaya çalışmıştı.
Necattin Demirtaş da göreve geldiği ilk yıllarda kasanın tam takır olduğunu söylemişti.
‘’İntiharı düşünüyorum’’ dediğini daha dün gibi hatırlarım.
Hatta devraldığı belediyenin borçlarını 30 Mart süreci öncesi seçim kampanyası sırasında da dillendirmişti. Bu borç meselesi nedeniyle Erdoğan Tok’la bir diyalog bile yaşanmıştı.
Hatta Erdoğan Tok buna karşılık, ‘’Sen, 98 milyon lira borçla seçime giriyorsun’’ demişti.
‘’Ele verir talkını, kendisi yutar salkımı’’ der gibi.
Dün Hedef Halkın 2. Manşetiydi. ‘’Tok’tan iddia! Kasayı boşaltmışlar’’ diye.
‘’Perşembe’nin gelişi, Çarşamba’dan bellidir’’ derler ya o hesap. 30 Mart seçim sürecinde yaşananlar aslında dünkü haberin oluşacağına dair işareti vermişti aslında.
Erdoğan Tok, önceki gün ‘’Kasayı boşaltmışlar’’ diyerek yaptığı açıklamada bir şey daha söylüyor.
Necattin Demirtaş’ın tamtakır bir kasa bıraktığını borcun, 98 milyon liradan daha fazla çıktığını ileri sürüyor. Yaptıkları inceleme sonucunda borcun 110 milyon lira olarak tespit edildiğini söylüyor.
Ne diyordu Necattin Demirtaş, ‘’Önemli olan borcun döndürülebilir olmasıdır’’ diyordu.
Ayrıca, borca karşılık varlıkların olmasının borçtan daha önemli olduğunu söyleyip duruyordu.
Erdoğan Tok’un iddia ettiği 110 milyon liralık borcun bir karşılığı var mı bilemiyorum.
Necattin Demirtaş buna bir cevap verecektir ama eğer onun iddia ettiği gibi borcun bir karşılığı yoksa var ya, işte o zaman ‘’Yandı gülüm, keten helva’’
Bu konudaki karşılıklı suçlamalara hazır olun.
Öbür taraftan İshak Taşçı, Metin Burma’yı suçlayacak mı ‘’Belediyeyi batırmışlar’’ diye henüz bilmiyoruz ama o da iş ocaklarına Sayıştay denetçisi istemekle bunun ilk işaretini vermiş oldu.
İshak Taşçı’yı, Hasan Togar izlerse sonra buna da şaşırmayın.
Seçimle gelinen makamlar hep böyledir.
Ben 70’li yıllarda Rahmetli Bülent Ecevit’le Süleyman Demirel arasındaki atışmaları hatırlarım.
Sık sık halef - selef olurdu ikisi.
Görevi devralan selefini suçlardı, ‘’Enkaz devraldık’’ diye.
2002 yılından bu ayana Recep Tayyip Erdoğan hükümeti görev yapıyor ve biz bu tür söylemleri duymuyoruz şimdi.
Erdoğan Hükümeti daha ne kadar iktidarda kalır bilinmez.
Yarın bir gün iktidarı devretmek durumunda kalırlarsa, iktidara gelen de aynı şeyi söyleyecektir.
‘’Enkaz devraldık’’
--------------
Geçmiş olsun
Arkadaşımız Mehmet Yazıcı, yüksek ateş nedeniyle bir süredir rahatsızlık yaşıyor. Hastaneye gidip geliyordu ama derinlemesine bir araştırma yapmak için önceki gün Gazi Devlet Hastanesine yatırmışlar kendisini. Arkadaşımızı yeniden sağlığına kavuşmuş olarak aramızda göreceğimizi umuyorum.
Mehmet’i ziyaret edip gazeteye geldiğimde MHP İl Başkanı Şaban Kılıç’ın kriz geçirerek hastanede yattığını öğrendim. Telefonla aradığımda kendisine ''Geçmiş olsun'' dedim ama bir kere daha buradan hem Mehmet Yazıcı’ya, hem de Şaban Kılıç’a geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim.