İlkadım Belediye Meclisinde, Başkan Necattin Demirtaş ile AK Parti’li Meclis Üyesi Erol Köroğlu ve MHP'li Meclis Üyesi Cemalettin Kola arasında Belediyeye ait şirketin batakta olup olmadığı konusunda tartışma çıkmış.
Belediyelere personel alımı gibi uygulamalar 5 Nisan 1994 kararlarıyla hayli zorlaştırılmıştı.
Hatta imkansız hale gelmişti.
5 Nisan kararlarıyla kamu kuruluşlarıyla birlikte belediyelerin harcamalarına da önemli kısıtlamalar getirilmişti.
Bu kararlar sonucunda hizmetler de önemli ölçüde aksamaya başlayınca daha sonra 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 70. Maddesi ile belediyelere, görev ve hizmet alanlarında şirket kurabilme hakkı tanındı.
Kanun aynı zamanda 71.madde ile de ''Özel gelir ve gideri olan hizmetlerini'' bütçe içerisinde işletme kurarak gerçekleştirebilme hakkına sahip olmalarını sağladı.
Bunlar, Belediye İktisadi Teşekkülleriydi ki, biz bunlara kısaca ''BİT'' dedik.
Belediye şirketleri, kimi yerel hizmetlerin yürütülmesi amacıyla belediyeler tarafından kurulan ya da yönetiminin elde edilmesi koşuluyla belediyelerce ortak olunan, bağımsız bütçeli, özel hukukla oluşturulmuş tüzel kişiliklerdir.
Şirketler, başkanlar için bir özgürlük alanıydı aslında.
Bağımsızlık bir anlamda.
Ve fakat.
Bu özgürlük, şirketlerin yasalarla denetlenmesinden bağımsız değil asla.
Layüsel değil yani
Aksine belediye yasası, şirketlerin faaliyetlerini belediyelerin faaliyet raporları içersine alınmasını emrediyor ama çok detaylı biçimde olmasa da Samsun Büyükşehir Belediyesi dışında alt belediyelerin hiç biri, kurdukları şirketlerin faaliyetlerini belediyenin yıllık faaliyet raporu içinde göstermez nedense.
İlkadım Belediye Meclisinde, Belediye Başkanı Necattin Demirtaş ile Meclis Üyeleri Cemalettin Kola ve Erol Köroğlu arasında, 'belediyenin şirketi batakta mı, değil mi?' şeklinde bir tartışma da bu kurala tam olarak uyulmamsının sonucu olarak çıkmış olmalı.
Öncelikle şunu söylemelim:
Meclis, bir denetim mekanizması gibi görev yaptığı için üyelerinin böyle bir tartışma açması doğrudur.
Bizim adımıza yapıyorlar bunu çünkü.
Bilmemiz gerekir yani.
Şirket batakta mı, değil mi?
Ki;
Çoğunun batak olduğunu biliyoruz.
Ve fakat.
Necattin Demirtaş'a ''Şirket Batakta mı?'' diye soran AK Partili Meclis Üyesi Erol Köroğlu, önceki dönemde de meclis üyesiydi biliyorsunuz.
Köroğlu, meclis üyesi iken zamanın Belediye Başkanı Erdoğan Tok tarafından Başkan Yardımcısı da yapılmıştı.
Hem icraatın içindeydi, hem de meclis üyesi olarak denetim görevindeydi yani.
Başkan Necattin Demirtaş'a belediye şirketinin hesabını sorarken haklı bulduğumuz Erol Köroğlu'nun hem Meclis Üyesi, hem de Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde zamanın İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok'a, ''Belediyeye ait bir şirket nasıl oluyor da 23 milyon liralık ağırlama gideri yapabiliyor?'' diye sordu mu?
Onu da merak ediyorum.
Bunu da sorduysa Erol Beyi hem o zaman ki, hem de şimdiki dik duruşu bakımından alkışlayacağım.
Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci'nin bir tanıdığı üzerinden kurdurduğu ve daha sonra belediyeye hibe şekliyle devrettirdiği şirket üzerinden de tartışmalar yaşanmıştı biliyorsunuz.
Cemil Deveci'yi o zaman ''Bu neme nem bir uygulamadır?'' şeklinde eleştirenleri haklı bulmakla birlikte
Bu eleştiriyi yapanların da devri iktidarlarındaki uygulamalara hiç değinmiyor olmalarını da yadırgadığımı söylemek isterim ayrıca.
Başkanlara esneklik tanımak amacıyla çıkaran kanunla kurulan şirketler denetlenmediği sürece, günümüzde kayıkçı kavgası gibi algı uyandıran tartışmalar daima yapılacaktır.
Zamanında yapılmayan denetleme görevi, herkes kendi devrinde yapılanları unutturuyor mu ne.
Hani bir tekerleme var.
Tencere dibin kara, senin ki benden kara.
Son sözü de o şarkıdaki nakarat gibi bitirelim isterseniz.
Masum değiliz hiç birimiz.