Yazarlar // 19 Mart 2025 Çarşamba 15:44
Hüseyin KURT
Türkiye, 1999’da bebek katili terörist elebaşı Abdullah Öcalan’ı yakalayarak adalet önüne çıkardı. Geçen 25 yılda, terör örgütü PKK ve onun çatı yapılanması KCK, Öcalan’ın gölgesinde kanlı eylemlerini sürdürdü. 1999 öncesinde işlediği suçlardan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Öcalan, örgüt üzerindeki etkisini kaybetmedi. 2005 yılında bizzat onun talimatıyla KCK kuruldu ve PKK, YPG ve TAK gibi alt örgütlerle birlikte Türkiye’ye yönelik terör eylemlerine devam etti. Öcalan’ın hala örgüt üzerindeki gücünü koruduğu, yaptığı çağrılarla ve örgütün ona bağlılığıyla açıkça ortadadır.
1999 sonrası PKK ve alt örgüt yapıları tarafından gerçekleştirilen terör saldırılarında vatan evlatları şehit oldu. Dağlıca’dan Sur’a, Cizre’den Nusaybin’e kadar birçok bölgede terör örgütü güvenlik güçlerimize ve sivil halkımıza saldırdı. Öcalan’ın yönlendirdiği bu yapılar sadece asker ve polislerimizi değil, öğretmenlerimizi, çocuklarımızı, sivillerimizi de hedef aldı.
Son olarak, 26 Şubat 2024’te Ankara’daki TUSAŞ tesislerine düzenlenen saldırıda 5 şehidimiz oldu. Bu saldırıyı PKK üstlendi ve örgütün hâlâ aktif olduğunu bir kez daha gösterdi.
Öcalan’ın yıllar içinde yaptığı açıklamalara ve son çağrısına bakıldığında, örgüt üzerinde hâlâ otorite sahibi ve örgüt lideri olduğu görülmektedir. Zaman zaman yaptığı “silah bırakma” çağrıları bile, onun örgüt üzerindeki yönlendirici gücünü göstermektedir. Eğer bir kişinin yaptığı açıklamalar PKK ve KCK tarafından dikkate alınıyor ve örgütün eylemlerini şekillendiriyorsa, bu kişinin hâlâ örgüt lideri olduğu tartışmaya kapalıdır.
Bu sebeplerle, Öcalan’ın “örgüt yöneticiliği” ve “terör eylemlerine iştirak” suçlarından yeniden yargılanması zorunludur. 1999 sonrası işlenen her terör saldırısının azmettiricisi olarak Öcalan’ın sorumluluğu araştırılmalı, hukuk önünde yeniden hesap vermesi sağlanmalıdır.
Türkiye, bu konuda sessiz kalmamalı, hukuki süreci başlatarak PKK’nın işlediği suçların hesabını sormalıdır. Şehitlerimizin kanı yerde kalmamalıdır!