İçinde bulunduğumuz günlerde “Bayrak” konulu yazılar çoğalınca okurlarımız da sağ olsunlar arayıp bilgilendiriyorlar.
Alaçam ilçesinin eski belediye başkanlarından Özcan Yılmaz bu satırların daimi okurlarındandır.
Kendileri şu sıralarda Akdeniz sahillerinde güneş ve tuzlu denizle boğuşuyor.
Dün öğle saatlerinde aradı.
“Senin yazıyı okuyunca Bayrağımı astım” dalgalanmasını seyrediyorum” dedi.
Sonra da ekledi:
“Sağımızda ve yolumuzda siteler var, yabancılar kalıyorlar. Benim kaldığım sitede yüz kadar Türk bulunuyor. Site’de Türk Bayrağı astığımı gören, evindeki Türk Bayrağını alıp astı. İnanın şu sırada sitede Türk Bayrağı asmamış vatandaşımız yok…”
Mersin nire, Samsun nire…
Arada kilometrelerce mesafe var.
Var da, orada asılan Türk Bayrağı neden Samsun’da sadece birkaç noktada sallanıyor.
Askerin kışlasına giriliyor, Türk Bayrağı indiriliyor…
Oradaki komutanlar, üstleri, Genel Kurmay Başkanı…
Daha da yukarılara doğru…
Herkes yerinde.
Neymiş efendim paralelciler indirmiş bayrağı…
Yok, yok MİT indirmiş bayrağı…
Kim indirdiyse indirdi.
İndirdi ya.
Asker ve İktidar sahip çıkmadı Türk Bayrağına.
Ya muhalefet sahip çıktı mı?
Sadece birkaç adım yürümekle olmaz bu işler…
Alın elinize Türk Bayrağını, asın binanıza…
Samsun’da da yer gök kırmızı beyaza bürünsün…
ATAKUM BELEDİYESİ’NİN ALTINCI KATI
Samsun’da yayınlanan Hedef Halk Gazetesi’nin birkaç gündür manşetinde yer alan bir haber var.
Atakum Belediye Başkanı AK Parti’li İshak Taşçı’nın, kendisinden önceki dönemde, CHP’li Metin Burma’nın döneminde, görev alan üst düzey çalışanları topladığı kat burası.
Ne yapıyorlar orada?
Kendilerine verilecek işleri bekliyorlar.
Eğer Başkan kendilerine iş verirse onlar da yapacaklar verilen işi elbette.
Altıncı kat…
Çalışma arkadaşlarının bu kata toplanmasının bir tek sorumlusu var.
O da Metin Burma.
Atakum Belediyesi’nin kurucu başkanı, kaç dönem belediye başkanlığı yaptı orada.
Adem Bektaş’ın üç kat olarak yaptırdığı binayı geçen dönem altı kata çıkardı.
Sana ne birader.
Bırak üç kat olarak kalsın.
Şimdi arkadaşlarını altıncı kata değil üçüncü kata oturturdular…
İşin şakası bir tarafa bu olayı hiç sevmiyorum ben.
Nedeni basit.
Bu milletin verdiği vergilerle maaşlarını alan insanları keyfe keder hiç kimsenin boş oturtmaya hakkı yoktur.
Hele siyasi nedenlerle oluyorsa bu çok daha kötüdür…
Bugün bunu yapanlar, gün gelir halka bunun hesabını verirler…
GÜNÜN FIKRASI
Tayyip'le Bush ilk buluşmalarında birbirlerine hava atarlar...
Bush, Tayyip'e "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.
Tayyip altta kalmaz ve karşılık olarak "Bizde öyle bir teknoloji var ki, partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede koşmayı öğretiyoruz" der.
Türkiye'ye döndüğünde Tayyip'i bir düşünce alır. Danışmanlarını çağırtır ve attığı palavrayı anlatır. "Haftaya Bush geliyor. Yalanımız ortaya çıkacak, acaba ne yapsak?" diye sorar.
Danışmanlarından biri hemen yanıtlar:
"Onlara ölüyü nasıl dirilttiğini sordunuz mu?"
"Hayır sormadık"
"O halde hiç korkmayın başkanım, alın Bush'u Anitkabir'e götürün. Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltmezse o rezil olur. Yok, eğer diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede koşarsınız…"
GÜNÜN SÖZÜ
Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak istersen, nabzına değil onuruna bak, duruyorsa yaşıyordur... Robin Sharma
DUVAR YAZISI
Aşk, elmayı yemekle başlar, ayvayı yemekle biter…