Yazarlar // 2 Temmuz 2014 Çarşamba 00:00
Ragıp GÖKER
Bugün dönülmek istenmen Başkanlık sistemini Türkiye 1961 yılında yeni bir anayasanın kabulüne kadar uygulamış bir ülkeydi.
Demokrat Parti iktidarının 1950-1960 yılları arasındaki iktidarı sırasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar, ülke yönetiminde Başbakan Adnan Menderes kadar etkili olmasa da 1961 anayasasının kabulüne kadar Cumhurbaşkanları icraatın başı gibi davranmışlardır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün resmen AK Parti tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanmasıyla Türkiye yeni bir sürece girmeye başlamıştır.
Cumhurbaşkanının ilk defa cumhurun kendisi, yani halk seçecek.
Kenan Evren ve Cemal Gürsel’in halk tarafından seçildiğini söyleyenler çıkacaktır ama o durumların istisna olduğu biliniyor.
Olağanüstü hallerdi zira.
Doğrudan cumhurbaşkanı seçimi yapılmamıştı. Halkımız yeni bir anayasaya oy vermişti ve o yeni anayasaya eklenen geçici maddeler arasında Gürsel’i ve Evren’i seçmek gibi bir zorunluluk vardı.
Halka onları seçmek dikte ettirilmişti yani.
Tam olarak Atatürk ve İnönü dönemine bire bir benzerlik göstermese de Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ülke yönetim anlayışında yeni bir dönem başlıyor gibi olsa da bir anlamda geriye dönüş yaşanacaktır.
Diğer adaylar için aynı şeyi söylemem ama Erdoğan, asla Turgut Özal ve Süleyman Demirel gibi bir cumhurbaşkanı olmayacaktır.
Gücünü halktan aldığına inanan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin de iplerini elinde tutmak isteyecektir.
Bu durumu Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu bu ülkede AK Partili de olsa hiçbir başbakan kabul etmeyecektir.
Zaten gerek Erdoğan ve gerekse AK Parti kurmayları da Erdoğan’ın seçilmesi halinde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyorlar.
‘’Evren’in yetkilerini kullanacak’’ açıklamalarını da başka türlü okumak mümkün değil zaten.
Önce şunu sorgulamak lazım!
Türkiye neden parlamenter sisteme geçmiştir?
İ Halil Asilbay’ın ‘Parlamenter sistem ve Türkiye açısından bir değerlendirme’ adlı makalede belirtildiğine göre ülkemizin demokratik parlamenter sisteme geçişinin asıl nedeni yürütmeyi güçlendirmek amacı taşıdığına vurgu yapılıyor.
Aslında 1876 yılında kabul edilen ilk anayasa olan Kanuni Esasiden itibaren ülkemiz parlamenter istemi benimsemiştir.
Demem o ki;
Selahattin Demirtaş, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Recep Tayyip Erdoğan’dan oluşan üç aday arasından hangisi Cumhurbaşkanı olacak bunu tam olarak söylemek mümkün olmamakla birlikte şu an için araştırmalar, Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin12. Cumhurbaşkanı olacağını gösteriyor.
Araştırma sonuçları doğru çıkar ve Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa ülkemizde iki başlı bir yönetimin olması da beklenmelidir.
Tabiidir ki Erdoğan’ın bu duruma fazla tahammül etmesini de beklemiyorum.
Türkiye yeni bir isteme geçecektir.
Gidişat Başkanlık Sistemine doğrudur.