Ak Parti Samsun’da büyük bir zafer kazanmıştır.
Kazanan var.
Bir de kaybeden.
Kazanan mutlu.
Kaybedense üzgün.
Gördüğüm kadarıyla seçim yarışını kaybeden başkan ve adaylar, seçim sonuçlarıyla ilgili yorum yapmaktan kaçınıyorlar.
Konuşma şansı bulduğum başkan ve adaylar, değerlendirme yapmanın henüz erken olduğu görüşünü savunuyorlar.
Gözlemlediğim kadarıyla konuşanların ve seçim sonuçlarına dönük analiz yapanların çoğunluğu ise adayın kaybetmesine neden olanlar olarak ortaya çıkıyor.
Sosyal paylaşım sitelerinde guruplar oluşturulmuş. Orada yapılan bazı yorumları görünce şaşırmıyorum desem yalan olur.
Bu duruma bir örnek:
Atakum’da Metin Burma, Yanındakiler yüzünden kaybetmiş.
Anladığım kadarıyla bu görüşü ileri sürenlerin hemen hemen tamamının CHP’liler olduğu anlaşılıyor.
Ve yine anlıyorum ki; bu görüşü savunanlar sırf başkanın adamlarını sevmediği için Metin Burma’ya da oy vermemişler.
Benzer durumu Necattin Demirtaş için de söylemek mümkün elbette.
Şimdi, hem başkanı sevdiklerini söyleyip hem de başkana oy vermeyerek kaybetmesine neden olanlar, bu duruma üzülüyorlar mı seviniyorlar mı pek kestiremedim.
Ama yorumların satır arlarını okudukça içten içe ‘’Oh olsun’’ demek istediklerini de anlıyorum.
Herkes başkanın yanında ve yakınında olmak ister.
Başkanın adamı olmak bayağı sükseli bir durumdur onu anlarım.
Ama başkanı da anlamak ve ona hak vermek gerektiğini de söylerim.
Çevresinde en güvendiği adamları bulundurmak ister. Bazen hata da yapar onu kabul ederim.
Ve fakat
Başkanın adamları sevilmiyor diye başkanın cezalandırılmasını anlayamıyorum.
Metin Burma ve Necattin Demirtaş, yakın çevresine aldıkları nedeniyle suçlanan ne ilk belediye başkanıdır, ne de son başkan olacaklardır.
Geçmişte Muzaffer Önder’in de benzer nedenlerden dolayı suçlandığını bilirim.
Kenan Şara, Yusuf Ziya Yılmaz’ın en güvendiği adamıydı. Ama en çokta onun yüzünden suçlanıyor, tepki çekiyordu. Yılmaz, AK Parti’nin adayı olabilmek için ilk vazgeçtiği isim Kenan Şara oldu.
Demem o ki;
Yeni seçilen başkanlar da yanına aldıkları nedeniyle yakın bir gelecekte suçlanmaya başlanacak.
Çünkü herkes orada olmak istiyor.
Şimdi biz kaybedenleri yazdık diye, kazananların başarısını gölgelemeyelim.
Kazananları kutluyorum.
Büyük bir zafer kazandılar.
Keyfini çıkarmak onların en doğal hakkıdır.
Bu sonuç kendilerine olduğu kadar Samsun’a da hayırlı olsun.Ak Parti Samsun’da büyük bir zafer kazanmıştır.
Kazanan var.
Bir de kaybeden.
Kazanan mutlu.
Kaybedense üzgün.
Gördüğüm kadarıyla seçim yarışını kaybeden başkan ve adaylar, seçim sonuçlarıyla ilgili yorum yapmaktan kaçınıyorlar.
Konuşma şansı bulduğum başkan ve adaylar, değerlendirme yapmanın henüz erken olduğu görüşünü savunuyorlar.
Gözlemlediğim kadarıyla konuşanların ve seçim sonuçlarına dönük analiz yapanların çoğunluğu ise adayın kaybetmesine neden olanlar olarak ortaya çıkıyor.
Sosyal paylaşım sitelerinde guruplar oluşturulmuş. Orada yapılan bazı yorumları görünce şaşırmıyorum desem yalan olur.
Bu duruma bir örnek:
Atakum’da Metin Burma, Yanındakiler yüzünden kaybetmiş.
Anladığım kadarıyla bu görüşü ileri sürenlerin hemen hemen tamamının CHP’liler olduğu anlaşılıyor.
Ve yine anlıyorum ki; bu görüşü savunanlar sırf başkanın adamlarını sevmediği için Metin Burma’ya da oy vermemişler.
Benzer durumu Necattin Demirtaş için de söylemek mümkün elbette.
Şimdi, hem başkanı sevdiklerini söyleyip hem de başkana oy vermeyerek kaybetmesine neden olanlar, bu duruma üzülüyorlar mı seviniyorlar mı pek kestiremedim.
Ama yorumların satır arlarını okudukça içten içe ‘’Oh olsun’’ demek istediklerini de anlıyorum.
Herkes başkanın yanında ve yakınında olmak ister.
Başkanın adamı olmak bayağı sükseli bir durumdur onu anlarım.
Ama başkanı da anlamak ve ona hak vermek gerektiğini de söylerim.
Çevresinde en güvendiği adamları bulundurmak ister. Bazen hata da yapar onu kabul ederim.
Ve fakat
Başkanın adamları sevilmiyor diye başkanın cezalandırılmasını anlayamıyorum.
Metin Burma ve Necattin Demirtaş, yakın çevresine aldıkları nedeniyle suçlanan ne ilk belediye başkanıdır, ne de son başkan olacaklardır.
Geçmişte Muzaffer Önder’in de benzer nedenlerden dolayı suçlandığını bilirim.
Kenan Şara, Yusuf Ziya Yılmaz’ın en güvendiği adamıydı. Ama en çokta onun yüzünden suçlanıyor, tepki çekiyordu. Yılmaz, AK Parti’nin adayı olabilmek için ilk vazgeçtiği isim Kenan Şara oldu.
Demem o ki;
Yeni seçilen başkanlar da yanına aldıkları nedeniyle yakın bir gelecekte suçlanmaya başlanacak.
Çünkü herkes orada olmak istiyor.
Şimdi biz kaybedenleri yazdık diye, kazananların başarısını gölgelemeyelim.
Kazananları kutluyorum.
Büyük bir zafer kazandılar.
Keyfini çıkarmak onların en doğal hakkıdır.
Bu sonuç kendilerine olduğu kadar Samsun’a da hayırlı olsun.