Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın istifası için düğmeye basıldığı iddia iddiaları ortalığı karıştırmaya devam ediyor.
Bu iddianın dayanağının ise, Büyükşehir’in müfettiş incelemesi geçirdiği yolundaki söylentiler. Büyükşehir’den herhangi bir açıklama yapılmaması da iddiaların ciddi olduğu yolundaki düşüncelerin artmasına yol açıyor.
Yılmaz’ın kongrelere katılmaması da söylentilerin tuzu biberi oluyor. Müfettişlerin on günlük görevlerini tamamlayıp dönmeleri üzerine “Yılmaz’ın yolcu olduğu” söylentileri de almış başını gidiyor.
Çok yakın bir zamanda Yılmaz’ın adının da istifası istenen ve istifa eden başkanlar arasına katılmasının beklendiği siyasi kulislerde konuşulan ilk madde olarak yerini koruyor. Yani kısaca “Yılmaz yolcu mu” sorusu artık ciddi ciddi konuşuluyor.
Milleti fazlaca merak altında bırakmamak için bu sorunun cevabını buradan vereyim.
Evet, Yılmaz yolcu…
Nereden mi biliyorum?
Kendisi Karayolları Bölge Müdürü değil miydi?
Karayolları Bölge Müdürlüğü deminde Samsun’dan Kavak’a giderken yolu genişletmemiş miydi? Hatta aynı noktaları üç kez yapmamış mıydı?
Vallahi hakkı yenilmez, aynı noktası iki üç kez yaparak Karayolları tarihine bile geçti deniliyor o zamanlar…
SAMSUN NEDEN HEP İLK SIRALARDA?
Umut Vakfı’nın açıkladığı 2017 kadın cinayetleri haritasına göre geçtiğimiz yıl kadına yönelik 472 saldırı vakasında 387 kadın katledildiği yer aldı.
Verilere göre Türkiye'nin 62 ilinde kadın cinayetleri oldu. En çok kadın cinayeti; 60 olayla İstanbul'da meydana geldi. İstanbul'u 30 kadın cinayetiyle Adana, 22'şer kadın cinayetiyle Antalya ve Samsun takip etti.
Araştırmada bu cinayetlerin neden işlendiği ise sanırım yer alması.
Cinayetler, cehaletten yani eğitim seviyesinin düşüklüğünden mi, güvenlik güçlerinin zaafından mı işleniyor acaba?
Samsun polisi bunun önüne geçebilmek ve halkı aydınlatabilmek için eğitim seferberliği başlatmalı. Önce, toplumun hangi kesiminde bu cinayetlerin daha çok işlendiği araştırılıp o bölgelerde eğitimler düzenlenmeli.
Cinayet zanlısını yakalamaktan daha önce insanların cinayet eşlemelerini önleyecek eğitim seviyesine gelmesini sağlamak da polisin işi değil mi?
Mahalle mahalle toplantılar düzenleyip insanlara bilgiler verilebilir sanırım.
Çünkü bir can kurtarmak çok ama çok önemlidir.
Samsun’u yönetenlerin “Bu il neden böyle kötü istatistiklerle gündeme geliyor diye düşünüyorlar mı acaba?
POLİTİKA NEDİR?
Temel bir gün babasına sorar:
Baba Politika nedir?
Dursun, anlatacaklarımı iyi dinle, sonra söylediğim kelimeleri ezberle der. Şimdi ben para kazandığım için Kapitalizmim, Annen harcamaları yapıp evi idare ettiği için Hükümet. Dadı ev işlerini yaptığı için işçi. Sen halk. Kardeşin vatandaş der. Yarın sabah açıklayacağını söyler.
Gece çocuk tuvalete kalkar ve kardeşinin ağladığını duyar. Dadısının odasına gider görür ki babası dadısıyla yataktadır. Annesine seslenir horul horul uyumaktadır duymaz.
Baba Dursun sabah kahvaltıda Temel'e sorar, oğlum aksam anlattıklarımı hatırlıyor musun?
Babacığım ben politikanın ne demek olduğunu anladım der Temel. Kapitalizm işçiyi öperken Hükümet uyuyor. Halkın bağırmalarını duyan yok. Vatandaşı ise .ok götürüyor.
Temel haklı mı değil mi?
Bir düşünün hele yaşadığımız ülkenin durumunu. Siyasetçiler seçilebilme derdinde, vatandaş ise geçim derdinde…
Yani kısaca vatandaşın bugünü de .oktan, yarını da…