limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Barolara Dokunmak
Yazarlar // 24 Haziran 2020 Çarşamba 09:17

Ragıp GÖKER

Belli sayıya ulaşan avukatlara kendi barolarını kurma projesiyle başladı her şey.

“Çoklu Baro” diyorlar buna.

İki yıl önce gündeme gelen ve hükümetin baroları dize getirme planının bir parçası olduğu anlaşılan bu proje, kamuoyunda oluşturduğu tepki nedeniyle geri çekilmişti ama herkesin Covid 19’la uğraştığı sırada yeniden gündeme getirildi.

Adına “Çoklu Baro” denilen bu uygulamanın, tam anlamıyla ‘böl – parçala – yönet’ anlayışının ürünü olduğu anlaşılıyor.

Barolar boyum eğmiyor çünkü.

Tıpkı Türk Tabipler Birliği ve Türk Mühendis ve Mimar Odları Birliği gibi.

Çoğu kere genelde hükümetlerin ve yerelde de yerel idarecilerin uygulamalarına muhalefet ediyorlar.

Geçmişte medyanın geneli de böyleydi.

Ama adına “Besleme Basın” denilen türde gazeteci ve basın kuruluşları sayesinde bu sorunun hükümetler lehine aşıldığı anlaşılıyor ama baroların yanı sıra, tabipler bileği ile mimar ve mühendisler direniyor.

Yanlışa, “Yanlış” diyebiliyorlar hala.

Bu durum, gelişmiş demokrasilerde normal karşılanır ama bizim ülkemizde hala kabul edilemiyor.

Üyeleri arasında hakim ve savcılar olsa da tamamı avukatlardan oluşan baro başkanlarının, baroların gücünü zayıflatacak, başka bir deyişle de adalet arayışı sırasında milletin en büyük güvencesi sayılan savunma hakkını yok edeceği düşünülen bu projeyi protesto etme istekleri bile engelleniyor.

Şaşılacak bir durum ama projenin yanlış olduğunu söylemeye çalışan baro başkanları benim ülkemde itilip kakılabiliyor.

Avukat bunlar yahu.

Emir kulusun biliyorum ama polis memuru kardeşim şunu sakın unutma;

Olmasını hiç dilemem ama görevin sırasında bir kusur veya suç işlersen ki, insanız hepimiz.

Şaşarız.

Beşeriz yani.

O tartakladığın adama  senin de ihtiyacın olabilir bir gün.

Bir gurup baro başkanının Ankara’da Ata’nın huzuruna çıkma istekleri, eziyet edilip, coplandıktan sonra bir gün gecikmeyle kabul edildi ama hepimizin gözü önünde cereyan eden  olaylar, hepimizin vicdanlarını yaraladı.

Devletin temeli adalete dayanır.

Mahkemelerde, hakim ve savcıların oturduğu kürsünün arkasındaki duvara “Adalet Mülkün Temelidir” diye boşuna yazmadık o sözü.

Mülkten kasıt  devlettir zira.

Adil olmayan hiçbir devlet uzun süre ayakta kalamamış.

Savcı iddia der.

Devlet adına yapar bu görevi.

Bunun içindir “Cumhuriyet Savcısı” deriz.

Dokunulmazdır bir anlamda savcılarımız.

Savcının iddiasını yargıç dikkate alır ancak, hükmünü vermeden önce savunma makamını da dinler.

Bir hata yapmamak için yapar bunu.

Adalet mekanizması üçlü sacayağından oluşur.

Sacayağından biri iddia makamındır yani savcılık, bir diğeri yargılama makamı, bir diğeri de savunma makamıdır.

Biri yok olursa adaletin ayakta durma şansı da olmaz.

Çoklu Baro uygulanası baroların gücünü zayıflatacaktır

O güç azalırsa adalete güven de sarsılacaktır.

Yapmayın bunu.