Türkiye’de ekonominin şahlandığı söylemleriyle şişirilen balon günler geçti ve patlayıverdi. Çünkü vatandaş artık havada balonun nasıl uçtuğuna değil de nasıl patladığına bakıyor.
İktidar her kanattan yaptığı açıklamalarla ekonominin yükseldiğini ve iyiye gittiğini söylüyor ve balonu şişiriyor ya bu gerçek mi değil mi diye düşündüm, sonra da ekonomiyi bir balona benzettim. Düşünürken de bir balonun nasıl patladığını bulmak aklıma geldi biraz da onu araştırdım. Soru şu: Balon nasıl patlar?
Düşününce balonun nasıl parladığı sorusunun yanıtını da buldum. Balon gerçekten çok basit patladığını gördüm. Balonu önce şişireceksin, balon şişince haliyle içindeki havanın basıncıyla havalanacak. Havalanınca da içindeki hava genleşecek, genleşen hava balonu zorlayacak, zorlayacak ve güüümmm. Balon patlayacak. Aynen Türk ekonomisi gibi, artık vatandaşın tamamı balonun patladığını görüyor da ne hikmetse iktidar şişirilen balonun patladığını bir türlü görmüyor. Oysa balon patlamasa uçsa vatandaş da uçuşa geçse ne güzel olurdu, fakat olmuyor işte. Vatandaş balonun patladığını görüyor da ah bir de iktidar göre…
Balonun patladığını görmemekte ısrar edenler gelin vazgeçin hayata at gözlüğüyle bakmayı da çevrenizde olup bitenleri de görün. İnsanların hangi zorlukları çekerek yaşamaya çalıştıklarını görün. İkide bir gündem değiştirmek için başka konuları tartışmaya açmayın. Artık mızrak çuvala sığmıyor, vatandaş hastalıkla mücadeleden daha çok açlıkla mücadele ediyor.
Samsun’da artık sıkça duyduğum bir konuşma var: Suriye’de savaş bitti de neden hala misafirler memleketlerine dönmeyip Türkiye’de ekmek elden su gölden yaşayıp duruyor, neden bütçeden kendilerine paralar veriliyor, neden vatandaşa verilmesi gereken paralarla yurt dışında konutlar yapıyor? Neden ha, biri çıkıp anlatsın bunu…Türkiye’de insanların çöp bidonlarından rızıklarını sağlamak için gece yarıları arandıklarını gözler görüyor da bunları görmek için bakmak gerekiyor.
Bunları sadece muhalefet görüyor, görmek için iktidar bakmıyor bile, onların derdi seçimle uğraşmak, gündem değiştirmek ve halkı oyalamak.
ASIL DİPLOMASİ NEDİR?
Adamın biri Afrika'da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek; bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor.
"Şimdi başım dertte" diye düşünmüş minik köpek. Etrafına bakmış, yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri yemeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş, "Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mıdır ki?" diye sormuş. Bunu duyan leopar bir anda donup kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış. "Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım" diye düşünmüş leopar.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak leopardan kurtulacağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna, "Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım" demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte yaklaştığını fark etmiş. "Şimdi ne yapacağım" diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri yemeye devam etmiş. Leopar tam saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş;
"Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok." Diplomasi böyle bir şey işte... Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen...
GÜNÜN SÖZÜ
Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve de gelecek treni görür...