Yazarlar // 18 Ağustos 2015 Salı 00:00
İsmail BAŞARAN
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu öyle bir kelam etmiş ki, içinden çıkabilene aşk olsun.
İçinden çıkabilmek ne kelime, üzerine alan kelimenin altında kalıverir Vallahi.
Müezzinoğlu’nun yaptığı konuşmada otaya koyduğu iddialar gözden kakçı mı bilmiyorum da ben burada bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Sağlık Bakanı Bursa’da bir konuşma yapmış ve “Türkiye, yapmak isteyenlerle bozmak isteyenler arasında bir çatışmanın, sıkıntının sürecini yaşıyor. 10 Ağustos 2014'te, Cumhurbaşkanı yerine başkanı seçmiş olsaydık, Türkiye bugünkü kaosu yaşayacak mıydı? Yaşamayacaktı" demiş.
Bu ne demek şimdi?
Kıt aklımla tartıyorum konuşmayı da şu sonuca varıyorum:
“Bu kaos bilerek ve planlanarak yaratılmaktadır” demek mi istiyor Sağlık Bakanı?
Umarım öyle değildir ve bu anlaşılmadan dolayı Sağlık Bakanı milletten özür diler.
Yoksa bu cümleler yapışacak yakasına ve bir türlü bırakmayacak kendisini.
Birileri de çıkıp “Bu vatanın kurtarılmasında emeği olmayanlar sadece böyle konuşurlar, dün neredeydi bugün nereye geldi de hemen bakan oluverdi” deyiverir maazallah…
HERKES AKLINI BAŞINA ALMALI
Bingöl'ün Karlıova İlçesi'nde şehit olan askerlerden Jandarma Uzman Çavuş Haşim Dirik'in memleketi Manisa'nın Sarıgöl İlçesi'nde bir asker annesinden, hem teröre hem de yöneticilere tepki geldi. Bu arada şehidin bir başka yakını da siyasilere verdi veriştirirken üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken sözler söyledi.
Şehit yakını "Şehit annesinin ne demek olduğunu öğrenseydi bir başbakan. Bu kadar ortalığı karıştırıp hükümet kurmayan heriftirler onlar. Başka hiçbir şey değil. Her çeşit insan öldürüyorlar. Kendi Cumhurbaşkanlarından, kendi konsoloslarından, kendi milletvekillerinden hiçbir çocuk ölmedi. Çıkarsınlar göstersinler bir kere. Yazıklar olsun onların insanlığına, yazıklar olsun onların milletvekilliğine, sadece boy gösterisi yapıyorlar. Geçen seneki şehitin annesini, bıraktılar da gittiler. Sadece gösteri yapmak için. Gösteri yapmak için ama burada can gidiyor can. Vatan için gidiyor. Şehit anaları kurtarıyor bu vatanı, Türkiye’yi. Onları hiçbir şekilde teslim etmeyecek. Vur emri zaten var, uygulatmayan var" dedi.
Bu sözler iyiden iyiye düşünülmeli.
Siyasiler ve de hükümet üyeleri öyle sözler söylüyorlar ki, bumerang gibi dönüp kendi başlarına vuruverir o sözler.
Aynı sözler artık Türkiye’nin çeşitli noktalarında söylenmeye hatta yüksek sesle söylenmeye başlandı.
Hangi siyasinin yakınının askerlik yapmadığı sosyal medyada tartışılır duruma geldi.
Böyle sözlerin artması siyasileri düşündürücü olmalı.
ERKEN SEÇİM NE DEMEK?
Yeni seçim yapıldı ve yeni milletvekilleri yeminlerini etti, odalarına yerleşti koltuklara da oturdu.
Yeni seçimden söz ediliyor şimdi?
Bu ne demek biliyor musunuz?
Türkiye’nin bütçesinden 200 milyon lira gibi bir paranın harcanmasından ziyade yeni seçilen milletvekillerinin birçoğunun oturdukları koltuktan iki yıllarını doldurmadan kalkmaları demek.
Aynı zamanda bir dolu hakkın ellerinden gitmesi demek…
Samsun’dan dokuz milletvekili seçildi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gittiler.
Eğer yapılırsa ki kaçınılmaz gibi görünüyor yeni erken seçimde bu milletvekillerinin kaçı yerlerini koruyabilecekler?
AK Parti’nin listesi böyle mi oluşacak?
MHP’nin listesi ve CHP’nin listesi???
İki ay önce bir dolu masraf yapıp milletvekili seçilenler Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Erken seçime evet” diye parmaklarını kaldıracaklar mı?
Bu vekillerden, Parti Genel Merkezlerinden yeniden seçilebilecek bir noktadan milletvekili olabilmek garantisini alanlar var mı?
Kimse bana “Partim böyle isterse” diye başlayan cafcaflı sözler söyleneceğini anlatmaya kalkmasın.
Asıl tehlike vekillerin erken seçime “Hayır” demeleridir.
Hükümeti kurmaktan aciz durumdaki siyasi partilerin genel merkezleri “Vekillere sözümüz geçer” demesin inanmam çünkü.
AK Parti’nin penceresinden bakıldığında “Üç döneme takılanlar” da sıralarını savmış durumdalar, bu da biliniyor değil mi?
GÜNÜN SÖZÜ
Yıldızlara bakan adam, yoldaki çamur birikintilerinin içine girmeye mahkumdur. Alexander Smith