Mersin İdman Yurdu ile Samsunspor arasında İstanbul’da oynanan karşılaşma geldi aklıma.
Hani Samsunspor cezası nedeniyle taraftarsız oynamıştı ya.
Hani taraftarsız oynanan müsabakalara kardın taraftarlar gider ya bu nedenle Samsunspor’un kadın taraftarları girmişti tribünlere.
Hani o kadınlara Mersin İdman Yurdu taraftarları bolca küfretmişti ya.
Hiç aklımdan çıkmıyor o karşılaşma.
Taraftarlar tribünde olsaydı sanırım karşılaşmanın sonucu da değişik olabilirdi.
Belki de Samsunspor Süper Lig’de idi.
Aslına bakarsanız amacım bu karşılaşmayı kupa öncesi yeniden gündeme getirmek değildi.
Amacım başka.
O karşılaşma oynanırken öncesinde ve sonrasında, yani cezanın uygulanıp uygulanmaması konusunda siyaseten söz söylemesi gerekenlerden birisi Samsun AK Parti Milletvekillerinden Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç’tı.
O Çağatay Kılıç “Ceza playofta değil ligde uygulanmalı” diyerek masaya yumruğunu vurdu mu?
Siz hatırlıyor muşunuz bilmiyorum da ben hatırlamıyorum böyle bir çıkışı.
Haziran ayında Türkiye milletvekilliği seçimlerine gidecek.
Çağatay Kılıç da büyük ihtimalle Samsun’dan liste listede yer alacak.
Belki de liste başı olacak.
Gelip karşınıza “ben şunları yaptım” dediğinde inanacak mısınız?
Neden o günlerde Samsunspor’un lehine demeçler vermediniz diye sormayacak mısınız kendisine.
Ben bugünden başladım bile sormaya.
Çağatay Kılıç sahi o günlerde böyle bir girişiminiz oldu mu?
20 OCAK TARİHİNİ UNUTMAYACAĞIM
Gaziantep’de bir zamanlar birkaç çocuk baklava dükkanından yemek için birkaç dilim baklava almışlardı.
Bu çocuklar yargılanmış hüküm giymişlerdi.
Ve de ıslahevine atılmışlardı.
Aradan yıllar geçti Samsun’da bir olay gerçekleşti. Kadın hırsız girdiği evden çalacak bir şey bulamamış buzdolabından 2 kilo et çalmış.
Sonrasında da nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanmış.
Ve Türkiye’de aynı gün başka ne olmuş?
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dört bakanın yüce divana sevki için oylama yapılmış.
Oylama sonunda bu bakanların kendilerini savunmalarına imkan sağlayacak bir durum ortaya çıkmamış.
Ne olurdu yani Yüce Divan’a sevk edilseler ve kendilerini savunup beraat etseler…
Şimdi kamu vicdanında, en azından yüzde ellinin vicdanında suçlu olarak anılmayacaklar mı?
REKTÖR AKAN VE BİR AĞAÇ
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan “Oraya bir ağaç diktik” diye aradığında “Gördüm akşam” diye cevapladım kendisini.
OMÜ’nün Ulugazi Mahallesi’nde satın alıp restore ettirdiği bin tarihi bina var.
Bu binanın tamamlanıp hizmete sokulması an meselesi.
Her ne kadar tamamlanma süresi üç ay geçmiş olsa da fark etmez.
Bu binanın bahçesinde kocaman bir ağaç vardı ve kesilince burada sizlerle paylaşılmıştı görüntüleri.
Önceki akşam oraya yeni bir fidan dikildiğini gördüm.
Büyüyüp kocaman bir ağaç olur İnşallah.
Sayın Rektör Akan da o ağacın müjdesini verdi saba.
Ve devam etti:
“Oraya daha iki üç adet ağaç daha dikeceğiz.”
GÜNÜN SÖZÜ
Eğer hala yalnızsanız, Allah sizi birilerinden koruyor demektir.