limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Bahçeli'nin Öcalan Çıkışına Dair
Yazarlar // 24 Ekim 2024 Perşembe 21:53

Ragıp GÖKER

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin önceki günkü grup toplantısında teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı, terörü sonlandırması ve örgütünü lağvettiğine dair duyuru yapması amacıyla DEM Parti grubunda konuşmaya davet etmesi ülke gündeminin ilk sırasına oturdu.

Dünden beri gündemin tek konusu Bahçeli'nin bu konuşması oldu.

Biz de dün bu satırlarda konuyu değerlendirmeye çalıştık.

Tekrar söylemek isterim ki;

Her Türk vatandaşı gibi ben de, terörün sonlandırılmasını ve bundan böyle gündemimizde terör diye bir konunun olmamasını dilerim.

Anaların gözyaşı dinsin.

Ülkemin kaynaklarının büyük bir bölümü terörle mücadeleye harcanmasın ve zenginliğimiz artsın.

Dahası, bundan böyle al bayrağa sarılı tabutlar içinde şehit cenazeleri olmasın isterim.

Dün de bu köşede yazdım.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de dediği gibi ülkemde bir daha kan akmayacaksa, anaların gözyaşı duracaksa, Kürt ve Türk anasının gözünden akan yaşlar duracaksa, askere namlu doğrulmayacaksa bunun için söylenen her söz ve aktör benim için de kıymetlidir.

Ve fakat

Neye rağmen.

Elbette, terör sonlansın demekle sonlanmıyor.

Ki;

40 yıldır sürmekte olduğu gibi bunun akşamdan sabaha gerçekleşecek bir olgu değildir.

Bölücü örgütün de, terörü sonlandırmak adına talepleri olacaktır elbette.

İlk ve en önemli talep de gerek bölücü örgüt ve gerekse DEM Parti tarafından uzun süredir dillendirildiği gibi terörist başına özgürlük talebidir ki; bu talep, öncelikle 'tecridin kaldırılması' gibi bir istekle dillendiriliyor.

Ardından, Bahçeli'nin de grup konuşmasında değindiği gibi 'Umut Hakkı' üzerinden salıverilme taleplerinin de geleceği kaçınılmaz bir durumdur.

Bahçeli'nin terörün sonlandırılması için attığı adımı değerli bulmakla birlikte, Bahçeli gibi tecrübeli bir siyasetçinin teröristbaşını Gazi Meclisimize davet ederken bütün bunları öngörmemiş olması düşünülemez.

Ki;

Birçok kişi gibi, Devlet Bahçeli'nin o konuşmayı laf olsun, torba dolsun gibisinden bir çıkışla yaptığını düşünmüyorum.

Olan bitenin bir plan dahilinde olmama ihtimali yok yani.

Yukarıda da belirttiğim gibi terörün sonlandırılmasına dair girişimlerin tümünü değerli bulmakla birlikte, teröristbaşının Gazi Meclisimize davet edilmesi beni de şaşırtmıştır ama bu konuya bakışım, İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu'nun grup konuşmasındaki gibi geçmişte yaşananları hatırlatırcasına 'İp' siyaseti üzerinden bir değerlendirmeden uzaktır.

Konuya yaklaşımım, ''Çözüm, neye rağmen?'' sorusunun paralelinde ihtiyatla yaklaşmaktan ibarettir.

Ve fakat.

Aslında soru şu olmalı:

Bölücü terör, ülkemizin bir sorunu mu, değil mi?

Terörün sonlanmasını, istiyor muyuz, istemiyor muyuz?

Bölücü terörün ülkemiz gündeminden çıkmasını istiyorsak.

Ki;

Birçok kişinin ''terör bitsin'' diyeceğini düşünüyorum.

Ve fakat.

Sorun, Bahçeli'nin Erzurum'daki 'İpli' konuşması dahil siyaseten geçmişte söylenenleri, temcit pilavı misali pişirip pişirip gündeme taşımak, sorunun çözümünü engellemekten, ya da geciktirmekten öte bir sonuç vermeyecektir.

* * *

HALUK KOÇ'A ÖZÜR BORCUM

Cevat Öncü'nün büyük bir fedakarlıkla yürütmekte olduğu sıra dışı siyaset anlayışını, Samsun'da CHP örgütlerini yönettiklerini zanneden siyasetçilere örnek gösterirken,''CHP'li siyasetçiler, yıllardır bırakın kırsalı, şehirlerin varoşlarındaki seçmene bile ulaşamadılar.'' şeklindeki ifademin, başta Haluk Koç gibi Samsun siyasetine emek vermiş bir siyaset ustasına tarafımdan yapılmış bir haksızlık olacağına inanıyorum.

Ki;

Yakından tanıma şansına eriştiğim Haluk Koç gibi bir siyasetçinin 15 yıl boyunca ülkeme ve dolayısıyla şehrime hizmet ederken bir bayramı bile ailesiyle birlikte geçiremediğini biliyorum.

Haluk Hocamızın, Atakum sahilinde denizin dibindeki evinden serinlemek için bile bir kez dahi olsa denize giremediğini bilen biri olarak kendisine hakkını teslim etmek adına bir özür borcum var.

Beşeriz elbette, biz de şaşarız.

Dilerim özrümü kabul eder, torunlarıyla birlikte seçtiği yeni yaşamında kendisine sağlık ve afiyet dilerim.