Yöneticilerini çoğu kere kıyasıya eleştirsek de, bu şehirde bazen iyi şeyler de oluyor.
Nicedir, Samsun’un toplumsal olaylar karşısında duyarlılığını yitirdiğini düşünüyordum mesela.
Ve fakat
Cumartesi günü Samsun’da her kesimden insan aynı bayrağın altında toplanınca, bu şehre olan inancımı bir kere daha tazeledim.
Ki;
Bu şehir, toplumun hassasiyetlerine ters gelen söylem ve davranışlara anında reaksiyon göstermesiyle tanınırdı.
Yıllar önce Refah Partili Şevki Yılmaz’ın Atatürk ve laiklik karşıtı söylemleri 10 binlerim katılımıyla düzenlenen bir yürüyüşle protesto edilmişti.
Öcalan’ın Suriye’den çıkarıldıktan sonra ülke, ülke gezdirildiğini hatırlarsınız.
Bu süreçte İtalya’ya da gitmişti Öcalan, o zamanki İtalya Başbakanı Massimo D'Alema, terörist başını bize vermek istemediğini söylediğinde, bu şehirde 10 binler sokağa dökülmüştü.
Buna benzer çok örnek var.
Ancak, son yıllarda birçok olumsuzluk yaşanmasına rağmen, şehrin reaksiyon özelliğini göremiyorduk.
Misal;
Eskişehir gibi denize yüzlerce kilometre uzaktaki bir şehrin belediyesi, taşıma kumla şehrine yapay plaj kurarken, Samsun’un Allah vergisi plajları insan eliyle yok edilmişti ama birkaç yürekli insan dışında bu duruma itiraz eden olmamıştı.
Bu şehri var eden en önemli özelliklerden biri olan 19 Mayıs ruhu yok edilirken de sessizdik.
Göğsünde Atatürk arması taşıyan tek takım olan Samsunspor, kayyumun kapısından döndüğünde de sessizliğini koruyordu Samsun.
Ki;
Samsunspor, bu şehrin en önemli markasıdır.
Göz bebeğimiz olan Samsunspor’umuz, yönetici hataları nedeniyle tarihinin en zor günlerini yaşıyor hala.
İki sezondur, çocuklarımızın sahada alın teri dökerek kazandıkları puanlar, bazı yöneticilerin aymazlığı nedeniyle siliniyor.
Futbol gibi kitleleri harekete geçirecek bir konuda bile harekete geçmedi bu şehir.
Ama Cumartesi günü umutlarımı yeniden tazeledim.
15 Temmuz gecesi yaşadığımız o musibet, bizim tepki gösterme özelliğimizi yeniden ortaya çıkarınca buna çok sevindim.
Ak Partili de aynı bayrağın altına girdi, CHP’li de, MHP’li de.
Ülkenin en uzun bayrağının altına giren insanlar yanındakinin nereden geldiğine bakmadı.
Hangi inançtan olduğunu da sorgulamadı.
Hiç kimse yanındaki kişiye yan gözle bakmadı.
Bayrak bizi aynı inançla altına toplamıştır.
O inanç vatan sevgisidir.
Demokrasiye olan bağlılığımızdır.