Bir hafta kadar önce bu köşede ''Savaş ayçiçeği yağını da vuracak'' başlığı altında yazdıklarımın mürekkebi kurumamıştı ki, Yağ Sanayicileri Birliğinin sorusuna cevap veren Ticaret Bakanlığı yetkililerinin ''Bir aylık yağ stokumuz kaldı'' şeklindeki açıklaması duyuldu.
Bunun üzerine vatandaşlar, yağ fiyatlarının artacağı endişesiyle ucuz yağ alabilmek için marketlerde kuyruğa girdi.
Nitekim fiyatlar kimi markalar için bir kat artmış oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, Ticaret Bakanlığını yalanlarcasına ülkemizin yeterince yağ stoku bulunduğunu açıklasa da marketlerin raflarında ayçiçeği yağı bulmak artık çok zor.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimi sonrasında, Rusya ülkemize yağ getirecek gemilerin Azak denizinden ayrılmasına izin vermiyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Federasyon Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı telefon görüşmesi sonrasında gemilerin çıkışına izin verileceği duyurulunca piyasalarda yağ krizi şimdilik atlatılmış gibi görünüyor.
Ve fakat.
Bir daha 5 litrelik ayçiçek yağının marketlerdeki fiyatının 90-100 lira olamayacağı anlaşılıyor.
Özellikle Twitter hesabından ''RUSYA TÜRKİYENİN YAG GETİREN 28 GEMİSİNE ÇIKIŞ İZNİ VERDİ, 80-90 TL’DEN SATIŞ YAPILACAĞI BEKLENMEKTEDİR.
Not: Resmi bir kaynak alıntısı değildir ama ciddi bir kaynaktan alıntıdır.'' şeklinde mesaj yayınlayan dostum İsmail Hut'a söylüyorum.
Bende öyle olmasını çok isterim ama o fiyatları rüyamda bile görsem inanmam artık.
Haa..
Devletim ''Bir litrenin parası benden'' derse o başka.
O vakit mümkün elbette 80-90 liradan yağ almak ama başka türlüsü mümkün görünmüyor yani
Ülkemizdeki ayçiçeği tarımındaki üretim, yağ ihtiyacımızın yüzde 65'ini karşılıyor ancak.
İhtiyacımızın kalanını ham yağ olarak ithal ediyoruz.
İthalatın yüzde 70'ni de Ukrayna'dan karşılıyoruz, geri kalanının tamamına yakınını da Rusya'dan alıyoruz.
Ukrayna topraklarında lanet olası bir savaş başladı biliyorsunuz.
Ukrayna'dan bir süre yağ alamayacağız.
Mağdur olan sadece biz değiliz.
Dünya da bundan şikayetçi.
Savaş başladığında ton fiyatı bin 400 dolar olan ham yağ, 10 gün içinde 2 bin 300 doları gördü.
Artış yüzde 65 dolayında yani.
Savaş öncesi ham yağın kilosunu 19,5 liradan ithal ediyorduk.
Ham yağın sofraya konulması için fabrikalarda işlenmesi gerekiyor ki, bunun için kilo başına 2-2,5 lira harcama yapılması gerekiyor.
Fabrikadan piyasalara sürülmesi için de ayrıca 2,5 lira dolayında navlun, yani nakliye masrafı yapılması da gerekiyor.
Ham yağ piyasalarda bin 400 dolarken, bir litre yağın soframıza gelene kadar yolculuğunda maliyeti 24 lira dolayındaydı.
Bu hesapla beş litrelik yağın maliyetinin de 120 lira olması normaldi yani.
Buna karşın TMO, yaklaşık bir hafta boyunca 92,5 liradan yağ sattı.
Bunu nasıl yaptı, bu soruya TMO yetkilileri cevap verebilir elbette ama TMO sonuçta bir kamu kurumudur.
Savaş başlayınca piyasalardaki ham ya fiyatı ton başına 2 bin 300 dolar oldu.
Bir kilo ham yağ 2.3 dolara ulaştı.
Yazı yayına hazırlandığı sıralarda dolar kurunun 14,48 olduğu duyuruluyordu. Buna göre daha önce 19,5 liradan aldığımız ham yağ uluslararası piyasalarda 33.30 liraya yükselmiş oldu.
Mazot da 22 lirayı gördü artık.
Navlun harcaması da eskisi gibi 2,5 lirada kalmayacaktır.
Azak denizindeki gemilere 19,5 liradan yüklenmiş olsa da ham yağın fabrikalara kaç liradan girişi yapılacak onu tam olarak kestiremiyorum.
İsmail Hut'a bilgi veren ciddi kaynak, 5 litrelik yağın 80-90 liradan satılabileceğini söylerken, ham yağ fiyatlarının dünya piyasalarında ulaştığı duruma göre mi bir öngörüde bulundu bilmiyorum yağ fiyatları kriz öncesi gibi olursa zil takıp oynayacağım.
YAĞ FİYATLARI DÜŞER Mİ..
İthal yağda fiyatların 2 bin 300 dolara ulaşmasıyla piyasalardaki fiyatların artması da mümkün elbette.
Ve fakat.
Yine de yağ fiyatlarını düşürmenin bir yolu ve yöntemi var diye düşünüyorum.
Şöyle ki;
Yağ ihtiyacımızın tamamını karşılayacak olan tamamını biz üretmeliyiz.
KARADENİZBİRLİK'in Kurucu Genel Müdürü Rahmetli Doğan Erdil, yaklaşık 35 yıl önce ülkemizde Belçika ve Hollanda topraklarının iki katı kadar alanın nadasa bırakıldığını, bu alışkanlıklardan vazgeçilerek bu alanlara ayçiçeği ekilmesi gerektiğini söylemişti.
Rahmetlinin bu açıklamayı yaptığı yıllarda ülkemizin yağ açığı 300 bin ton dolayındaydı.
Şimdiki açık 650 bin ton olmuş.
Bekir Pakdemirli'nin istifasından (Pardon affını istemesinden) sonra göreve getirilen Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, nadasa bırakılan alanlarda yapılacak ayçiçeği tarımının teşvik edileceğini duyurdu.
Bakan ayrıca, Bekir Pakdemirli'nin üç yıldır ödemediği destekleme primlerinin de artık ödeneceğini açıkladı.
Zararın neresinden dönülürse kardır anlayışındaki gibi bu kararı, Türk tarımını dışa bağımlı hale getiren anlayıştan kurtarması mümkün diye düşünüyorum.
Mazot ve gübre fiyatları sürekli artarken topraklarımızda ayçiçeği ekilecek alanlar artar mı bilemedim ama bunun olmasını çok isterim.
Uluslararası piyasalarda ham yağın fiyatı nerelere ulaşır bilemem ancak, topraklarımızda üretilecek ayçiçeği tohumlarından elde edilecek ham yağ, ithal ham yağdan daha ucuz olacaktır elbette.