Yunanistan tam anlamıyla şımarık çocuklar gibi davranıyor.
Bundan tam yüzbir yıl önce İngilizlerin şımartmasıyla Anadolu’yu işgal etmek gibi bir gaflete kapılmışlardı.
Ki;
Büyük idealleri budur.
Ve bunun hayalini kurarlar her daim.
Bu hayale kapılarak Polatlı yakınlarına kadar da geldiler nitekim.
Ama ne oldu sonuçta.
Mustafa Kemal komutasındaki ordularımızın süngüsü önünden kaçarak geldikleri İzmir’de, 9 Eylül 1922’de palikaryalarıyla birlikte ‘Megola İdea’ hayalleri de Ege’nin serin sularına gömülmüştü.
O zaman İngilizler şımartmıştı.
Şimdi de Fransızlar şımartıyor.
Yüz yılda çok şey değişti.
Türkiye eski Türkiye değil artık.
En azından işgal altında değiliz.
Yüz yıl önce ordularımız dağıtılmış, silahlarımızı da düşmana teslim etmiştik.
Anadolu’nun birçok yeri işgal altındaydı.
Doğu’da Rus’ların kışkırttığı Ermeni’ler Erzurum’a kadar gelmişti.
Antep ve Maraş Fransız İşgali altındaydı.
Antalya ve çevresinde İtalyanlar.
Payitahtımız İstanbul İngiliz işgali altındaydı.
Samsun ve Merzifon’da bile İngiliz askerleri vardı.
Bize de vatan diye, küçük bir toprak parçası bırakılmıştı.
Çünkü Padişah, Sevr diye bir paçavrayı imzalamak zorunda kalmıştı
Şimdi her şeyimiz var.
O günden bu yana çok şey değişti.
Tek değişmeyen şey var o da Yunanistan.
‘’Yunanistan’’ derken, Yunan halkını da kastetmiyorum.
İki kıyının halkı yüzyıllar boyu kardeşçe yaşadılar.
Yaşamaya da devam edecekler.
Ama Yunan politikacılarının Türk düşmanlığı değişmiyor bir türlü.
Bundan besleniyorlar çünkü.
Biz değiştik ama.
Artık en azından eşit şartlardayız ve belki de daha iyi durumdayız.
Tankımızın yanı sıra tüfeğimiz ve birçok silahımızı artık kendimiz yapıyoruz.
SİHA’mız bile var artık.
SİHA’mız- İHA’mız var diye savaş heveslisi bir millet değiliz asla.
‘’Yurtta Sulh, cihanda sulh’’ dedi bir kere Ulu Önder’imiz.
Bu terbiyeyle yetiştik biz.
Ve fakat
Uysal koyun yerine de koymasınlar bizi.
Yunanistan devleti, Ege’deki sınırını bizim kumsalımıza kadar uzatma cesaretini gösteriyorsa.
‘’Orada dur bakalım’’ deme hakkımız da var yani.
Tamam, şımarık çocuksun.
Ve öyle kalacağın da anlaşılıyor.
Bu nedenle zaten seni bugüne kadar ciddiye almadık.
Ve fakat
Fransa’nın gazına gelip, Akdeniz’in yeraltı zenginliklerine konma çabanı da görmezden gelemeyiz.
‘’Haddini bil ve ateşle oynama’’ deriz yani.
Bilmem anlatabildim mi?.