Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, Kısa adı (SİMDER) olan Samsun İnşaatçılar ve Müteahhitler Derneği'ndeki bir toplantıda ''Atakum’u bırakın Canik'e gelin'' demiş.
Sandıkçı, arsa fiyatlarında Atakum'u geride bıraktıklarını söylerken, Samsun'da yeni cazibe merkezinin Canik olduğunu iddia etmiş.
Bu açıklamayı, makul bir çağrı olarak nitelendirmek mümkün elbette.
Ve fakat.
Canik'te köy merasına el konularak konut alanına çevrilmesi gibi uygulamalara bakıldığında ise bu çağrıya kuşku ile yaklaşmak da mümkün ama.
Sahi, Canik'de bir köy merasının imara açılması sürecinde 40 müteahhidin bir araya gelerek dernek kurma amacı ne ola ki.
Dün Yener Cabbar da köşesinde bu konuya dikkati çekerek, ''Samsun'da son zamanlarda bir istila var. Tarım arazilerini imara açmak, betonlaştırmak için başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere bazı belediyeler harekete geçmiş durumda.'' diye yazmış.
Önce Dereköy yakınlarındaki Erenköy'ün merasına el konulmuştu Samsun’da.
Mera üzerinde Maliye ve Sağlık Bakanlığının kamp yerlerinin yanı sıra, PTT ve Milli Eğitim personeli içinde kamp yerleri kurulmuştu.
Günümüzde kamp yeri olarak sadece Sağlık Bakanlığı personeli için yapılan, ancak daha sonra gençlik merkezi olarak kullanılan alan kaldı.
Daha sonra hepsi müteahhitlere satıldı.
Bir zamanların merasub üzerinde şimdi lüks villalar var.
El konulan ikinci mera ise Aşağıçinik merası oldu.
Lojistik köyün kurulabilmesi için alternatif beş farklı yer varken, lojistik köy için Aşağıçinik merasına göz diktiler.
''Ot parası'' adı alında bir bedel ödenerek yapıldı bu işlem ama o ot parası nereye gitti onu da bilmiyorum.
Canik'teki Sarıbıyık merasından sonra Ladik'te bir meraya da el konulduğu haberleri peşi sıra gelince.
''Ne oluyor memlekette'' dedik haliyle.
Ki;
Herkesin bu soruyu sorması gerektiğini düşünüyorum açıkçası.
El konulan mera alanın konut alanına çevrildiğini biliyorken, bir belediye başkanının ''İlçemiz yeni cazibe merkezi oldu'' şeklindeki çağrısını bu nedenle masum bir açıklama olarak göremiyorum maalesef.
Bu şehirde, yeryüzüne mikro klima özellikle iki yerden biri olan Kürtün Vadisi gibi bir yerin bile imara açılmaya çalışıldığını biliyoruz.
Daha ne olsun.
İki önemli akarsudan beslenen çok önemli iki ovanın ortasında kurulmuş bir şehir Samsun.
Her ne kadar sanayileşme çabaları olsa da, bir tarım kentidir aslında Samsun.
30 yıl kadar öncesine kadar bu ülkenin yedinci büyük şehri olma özelliğini de, Allah vergisi bereketli topraklarında yapılan tarım nedeniyle elde etmişti.
Tarım alanlarına sanayi siteleri kurarak sanayileşmeyi de denedi Samsun.
Sanayileşmede de başarılı olamadığı gerçeğiyle, İSO'nun 500 büyük listesi açıklandığında yüzleştik.
Bu satırların yazarı, o listeye 5 firmamız girdiği için Samsun ekonomisine dönük övgü dolu sözleri işitirken, listeye Kahramanmaraş'ın 13 firma soktuğu gerçeğiyle yüzleşmenin acısını da derinden hissediyordu.
Artmakta olan nüfusumuzu beslemek ve de özellikle gençlerimizin istihdam edileceği iş alanların açabilmek için sanayi tesisleri de gerekli elbette.
Ve fakat.
Bir işte başarılı olmak için kararlı olmak da olmazsa olmaz koşullardan biridir.
Yarım yamalak yapılan işlerde başarılı olmak mümkün değil çünkü.