Yazarlar // 15 Nisan 2025 Salı 12:25
Ragıp GÖKER
Samsun basınında yerel seçimlerden bu yana belediyelerimizin ekonomik olarak yaşadıkları zorluklara dikkati çeken haberler okuyoruz.
Bu satırlarda da sıklıkla buna dair yorumlar yayIlandı biliyorsunuz.
Ki;
Gerçekten de belediyelerimiz çok kötü yönetilmiş.
Başta Büyükşehir olmak üzere, aşağı yukarı belediyelerimizin tamamına yakını batak durumda yani.
Ki;
En dikkati çekenler de Atakum Belediyesi oldu.
Bir önceki dönemin Belediye Başkanı Cemil Deveci, görevi devraldığı İshak Taşçı dönemini, İshak Taşçı da, kendisinden önceki Metin Burma dönemini suçlarken, son olarak 31 Mart'ta seçilen Serhat Türkel de, Cemil Deveci'yi belediyeyi batağa sürüklemekle suçlamıştı.
Gerek, Deveci ve gerekse Türkel, göreve başlar başlamaz, belediyenin borçları nedeniyle, makam odalarındaki mobilyalar ve belediyenin kimi araçları için uygulanan haciz vakalarıyla karşılaşmışlar, her iki başkan da bir süre makam odalarında çalışamamışlardı.
Atakum Belediyesi gerçekten zorda.
Bir sebebi var elbette.
Atakum belediyesi batakta yani.
Belediye bataktaysa, bir batıran olmalıydı ki; Serhat Türkel, son olarak, AK Parti gurubundan gelen öneriyle, Belediye Meclisinin son toplantısında yaptığı açıklamada, zorlukları aşabilmek için işçi çıkaracaklarını açıkladı.
Belediyenin içine düştüğü durumu küçümsemiyorum elbette ancak, Atakum'u yönetme grevine seçilen Serhat Türkel'in, bulduğu çare buysa, kelimenin tam anlamıyla sözün bittiği noktadayız demektir.
Cemil Deveci'nin de, göreve gelir gelmez kendisinden önceki İshak Taşçı’yı, belediyeyi batırmakla suçladığı biliniyorken, CHP'nin Atakum İlçe Başkanı olarak bu durumu en iyi bilenlerden biri de Serhat Türkel di.
Demem o ki;
Türkel, belediyenin ekonomik bakımdan zor durumda olduğunu bile bile o göreve talip olmuştur.
Soruna çözüm bulmak da onun boynun borcudur.
Zorluğu aşmak için bulduğu çözüm buysa, buna söylenecek tek söz şudur:
''Becermedin Başkan. Becerikiksizliğinin bedelini çalışanların sırtına yıkman ise siyaseten bittiğin noktadır''.
Belediyenin sorunlarını küçümsemediğimi belirtim ya.
Borçlar nedeniyle sahiden de delik çok büyük.
Yama tutmuyor yani.
Serhat Türkel'i sorunu çözememekle suçluyorken, ondan önceki başkanların da sütten çıkmış ak kaşık misali tertemiz olduklarını söylemiyorum.
Atakum’un batmasında birilerinin kusuru var yani.
Peki bu durumdan kim ve kimler sorumlu?
Geçen hafta başında Eski Meclis Üyesi Mustafa Tüfek in özelden gönderdiği, belediyenin 2024 yılı Denetim Komisyonu Raporu, aslında belediyenin adım adım nasıl batağa sürüklendiğini anlatıyordu.
Özelden geldiği için rapora dair ayrıntıları gündemin yoğunluğu nedeniyle bu hafta içinde yazmayı planlıyordum ancak, Mustafa Tüfek gönderdiği raporun bir özetini sosyal medya hesabından paylaşınca, konu dün H.HALK'ta da haber oldu.
Haberde okumuşunuzdur.
Atakum Belediyesinin önceki dönem ağırlama gideri, Büyükşehir Belediyesinin ağırlama giderlerinin iki katı kadarmış.
Sadece bu da değil.
Hiç unutmuyorum, Mustafa Tüfek, İshak Taşçı döneminin verilerini açıklarken, yıllar önce vefat eden kişiler adına ağırlama giderine gibi faturalar düzenlendiğine dair bilgileri, meclis konuşmalarında dillendirdiği gibi bizlerle de paylaşmıştı.
Atakum belediyesinin batışında hangi başkan daha çok sorumlu, bunun ayırdına girmeyeceğim şimdi.
Ve fakat.
Belediyenin son dönemlerinde hesapsızca harcamaların yapıldığı su götürmez bir gerçek.
Bu durumda, belediyenin batağa sürüklenmesi de kaçınılmaz olmuş.
Şimdi, ''Suçlu ayağa kalk'' demenin zamanıdır ama kimse suçu üstüne almıyor maalesef.