Yazarlar // 24 Mart 2014 Pazartesi 00:00
Ragıp GÖKER
Ankara’da büyük bir savaştan çıktık..
Ankarasporlu oyuncular gol atamayınca bizim oyunculara tekme atmayı denediler.
Ankara takımı bu maçı 11 kişi tamamladıysa bunu çok şikayet ettikleri o hakeme borçludur.
Maçın hakemi setliğe prim tanıyarak oyuncularımızın tekme yemesine göz yumduğu yetmezmiş gibi maçın hemen başında Ankaraspor defansında son adam pozisyondaki oyuncunun topu elle oynadığı pozisyonda düdük çalmayarak Ankara’yı kurtardı. Hakem o pozisyonda düdüğünü önce ağzına götürdü ama sonra bundan vazgeçti. Hakem Mustafa Aydın cesaret ederek o düdüğü çalsa Ankaraspor, maçın başında daha 10 kişi kalacaktı.
Hüseyin Kalpar’ın maça Musa Aydın’ın yerine Zafer’le başlaması bizi maçın başında biraz şaşırtmış olsa da bizi asıl şaşırtan unsur, Zafer’in olağanüstü çabası oldu. Bravo bu kardeşimize. Onun orta alanda uyguladığı ve bunu yorulduğu dakikalara kadar sürdürdüğü pres sonucu Ankaraspor takımı rahat oyun kuramadı.
Ankaralı oyuncular ne kadar sinirli idiyseler, bizim oyuncular ise o kadar sakindiler. Deplasmanda nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadılar yani.
Umar ilk yarının bitimine az bir üre kala o golü atsa Samsun’a üç puanla dönebilirdik.
Furkan, Allah kendisini nazarlardan korusun. Bu kardeşimiz maçın sonlarında oluşan karambollerde Ankarasporlu oyuncuların gol atmalarına izin vermeyen adamdı.
Umar ve Ekigho Ankara’da bekleneni vermekten uzak iki adamımızdı. Adiloviç’in Ankara savunmasındaki iki kuleye rağmen indirdiği topları çok kolayca harcadılar.
Umar ve Ekigho çok top kaybettiler belki ama biliyorsunuz bu iki oyuncumuz da geniş alan bulduklarında daha verimli oluyorlar. Kötü oyunlarını Ankaraspor takımının kendilerine geniş alan bırakmamasına bağlayabiliriz.
Canberk ve Ahmet Burak Solakel karşılarında oynayan bu Lig’in en çabuk adamını zaman zaman kaçırsalar da kolay pozisyon üretmesine izin vermediler.
Ankaraspor takımı oyuncusundan kulüp yöneticisine kadar bu maçı bir sinir harbine çevirmek istemiş.
Bu durum daha maç başlamadan anlaşılmış oldu aslında. Ankara’ya çok sayıda taraftarımız gelmişti. Önce onları stada almak istemediler. Ankaraspor’un Başkanı ‘’Ben sahamda deplasmanda gibi oynamak istemem’’ demiş. Poliste stada sokmak istemediği taraftarlarımıza gereksiz bir şiddet uyguladı. Önce taraftarlar, sonra oyuncular, daha sonra da tribündeki yöneticiler ve biz gazeteciler gerildik.
Demem o ki; Ankara’da tam bir meydan savaşı vardı.
Basın toplantısı yapılacak odayı bile bize göstermediler.
Takım bir savaştan çıkar gibiydi. Gerginlik Maçtan sonra da sürdü. Bir oyuncu Furkan’a saldırdı. ‘Neden gol yemiyorsun’ demek istedi galiba. Cemil olaya müdahale edince ortalık iyice kızıştı.
Maç sonunda oyuncumuzdan yöneticisine kadar bol miktarda biber gazı solumuş olduk.
Hepimize geçmiş olsun.