İl Özel İdaresi’nin kapanmasıyla birlikte malları da Büyükşehir Belediyesi’ne devredildi.
Bu mallardan birisi de Büyük Samsun Oteli.
Yıllar önce; 1 Temmuz 1977 Cumartesi günü geldim Samsun’a.
Hayatımda ilk kez beş yıldızlı bir otelde kalacaktım.
Samsun Fuarı açılıyordu o gün.
Hazırlıklar tamamlanmış, açılış gerçekleştirilecek.
Bir yağmur başladı ki sormayın gitsin.
Göz gözü görmüyor.
Samsun’u adeta sel almış durumda.
Rahmetli Adem Bilir ile birlikte Cumhuriyet Caddesi’ndeki Kardeşler lokantasına zor attık kendimizi…
Yemeğimizi yedik, çayımızı ve kahvemizi içtik, ancak mahsur kalmıştık lokantada.
Ne ben otele gidebiliyordum ne de rahmetli Adem Bilir Selahattin Ereren’in binasındaki Tercüman Gazetesi – AK Ajans’ın bürosuna gidebiliyordu.
Çünkü Cumhuriyet Caddesi’nden su dere gibi akıyordu…
Sonunda pantolonlarımız ve ayakkabılarımız elimizde Tercüman Gazetesi’nin bürosunun yolunu tuttuk gecenin bir vakti.
Kısaca ben o Beş Yıldızlı otelde gecikmeli olarak kalabildim ertesi gün.
Otelde kalırken fuara gelen sanatçılarla da tanışma imkanı buluyordum.
Vidinli Oteli ki o da kapandı geçenlerde, ile Büyük Otel’den başka kalınabilecek eli yüzü düzgün otel de çok azadı ya…
O nedenle sanatçıların evleri gibiydi Büyük Samsun Oteli.
Samsun’da yaşayanların bazılarının da çok anıları vardır Büyük Samsun Oteli’nde…
O zamanlardan bu günlere gelelim.
Duydum ki yıkılacakmış.
Yıkılacak olan Büyük Samsun Oteli değildir.
Yıkılacak olan Samsun insanının anılarıdır…
Anılarımızdır…
Gelelim yıkılma meselesine…
Bula bula yıkacak oteli mi buldunuz diye sorarlar adama ya her neyse…
Ayrıca yıkılma kararı yargıca onanmış yerler varken…
GÖZÜNÜZ AYDIN ZAM GELMİŞ…
Samsun’da Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan ve sonrasında kamu mu yoksa özel sektör mü olduğu bir türlü vatandaşa anlatılmayan bir firmaya verilen otopark işletmeciliği var ya, gözünüz aydın cezaları artırmışlar.
Daha önce 91 lira olan ceza yıl başından itibaren yüz liraya çıkmış.
Neden mi artırılmış?
Sanırım bozuk para sıkıntısından…
Firmanın adı Parktek Otopark İşletmeciliği.
Görevlilerinin montlarında Büyükşehir Belediyesi amblemi var…
Dün sabah bir görevliyle konuşmuş arkadaş.
Yeni yılla birlikte ücretlere zam geldi mi diye sormuş.
Görevli de park ücretlerinin değil ancak cezaların artırıldığını dile getirmiş.
Cezalar denince aklıma takıldı; Bu görevliler kimin kadrosunda?
Bu görevlilerin ceza kesme yetkisi var mı?
Kendileri Trafik Polisi mi?
Belediye Trafik Zabıtası mı?
Sanırım değiller.
Bu nedenle de ceza kesme yetkileri olmaması gerekir.
Alınan bilgilere göre bu durum şöyle gelişiyormuş.
Şirketin görevlileri fotoğrafları çekip kestikleri makbuzların koçanlarını Zabıta’ya getiriyorlarmış.
Zabıta da oturduğu yerden cezaları kesip adreslere gönderiyormuş tebligatları.
Biri çıksa da tebligatta imzası olan zabıta görevlisine “Sen o saatte orada değil şurada idin” diye dava açsa ne olacak?
Orası yargının bileceği iş tabi…
SOSYAL MEDYA VE BELEDİYE BAŞKANLARI
Sosyal Medya’yı iyi kullanan belediye başkanları var.
Yaptıkları şu:
Görevlendirdikleri adamları sayesinde sosyal medyada haberlerini ve fotoğraflarını yayınlıyorlar.
İki üç gündür dikkatimi çekmeye başladı.
Bu sosyal medyada artık başka fotoğraflar ve açıklamaları da yer alıyor.
Belediyedeki görevliler başkanlarını hizmetlerinden(!) dolayı kutlarken vatandaşların attıkları fotoğraflar ve açıklamalarda ise rezalet denilecek boyutlara varan aksaklıklar yer alıyor.
Bir atasözü vardır; “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” denilir.
Bu sosyal medya seçimler yaklaşırken çok baş ağrıtacağa benziyor…
Çünkü vatandaşların bir bölümü de sosyal medyayı izliyor.
Yani kısaca mukayese olanağı doğuyor.
Umutlarını Sosyal Medya’ya bağlayan belediye başkanlarına bir küçük hatırlatmada bulunmak istiyorum:
Taraf medyanızı yaratırken “Karşı taraf” yarattığınızı da unutmamanız gerekir.
Bu uyarı, sadece halkın doğru bilgilendirilmesi amacıyladır…
GÜNÜN SÖZÜ
Seni düşünerek yazdıklarımı, kimi düşünerek okuyorsun acaba?