1982 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
Bu anayasa Türkiye’de gerçekleştirilen halk oylaması sonucu kabul edilmiştir.
2709 sayılı Kanun ile 7 Kasım 1982’de kabul edilmiştir.
Anayasa Resmî Gazete’nin 9.11.1982 tarih ve Sayı 17863 (Mükerrer) sayısında yayınlanıp yürürlüğe girmiştir.
Bu Anayasa’nın Üyelikle ilgili hükümlerinde “Üyelikle bağdaşmayan işler” bölümünde yani 82. Madde bakın ne içeriyor.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar...”
İşte tam da böyle…
Yani seçilmiş milletvekilleri, bakanlar ve başbakan herhangi bir şirkete ortaksa, üzerlerine bir şirket varsa, ticaret yapıyorlarsa, yürürlükteki Anayasa’ya uymuyorlar yani Anayasal suç işliyorlar demektir.
Uyuyorlar ve de herhangi bir ortaklıkları yoksa, ticaret yapmıyorlarsa problem yok demektir.
Bu ülkede “Anayasa bir defa delinse ne olur” denile denile nerelere geldik.
Anayasa’ya aykırı mı düşüncelerimiz ve uygulamalarımız?
Biz uyamıyor muyuz Anayasa’ya, o zaman yapar bir referandum değiştiririz Anayasa’yı ve uydururuz kendimize…
SURİYELİLER OY KULLANACAK MI?
Yine bu iş seslendirilmeye başlanmışsa bu seçimlerde Suriyeliler kesin oy kullanacak demektir.
Alın size Anayasa’yı değiştirmek için yeterli milletvekili sayısı.
Çünkü ülkelerini savunmaktan, savaşmaktan kaçan bu insanlar oy kullanırsa kime oy verecekleri ortada tabi…
Peki, muhalefet partileri ne yapıyor?
Her zamanki gibi konuşuyorlar yine.
Oysa yapmaları gereken ne?
Protesto ederler, girmezler seçimlere…
Suriyelilere oy kullandırmak isteyenler de istedikleri gibi yaparlar seçimleri…
BU NASIL BİR ANLAYIŞ?
Samsun Büyükşehir Belediyesi Saathane Meydanı’nı yeniden düzenleyecekti.
Düzenleyecekti de yasal sonucu beklemeden dozerleri soktular bölgeye.
Yıktılar…
Yasa “Dur” dedi, biraz daha yıkıp sonrasında durdular.
Şimdi orada yarı mezbelelik gibi kalan bölgeye Samsun Büyükşehir Belediyesi panoları koymuş, üzerlerine de reklamlarını yapıştırmış.
Yaptıklarını mı yapacaklarını mı anlatıyor…
Büyükşehir Belediye Binasının önünden yani Saathane Meydanı’ndan uzaklaşalım biraz, Ankara yoluna dalalım.
Yolun kenarlarında totem adı verilen reklam panoları var, işyerlerinde ışıklı reklamlar var.
Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli görevlileri bu işyerlerine gidip bu reklam içeren ışıklı ışıksız tabelaların sökülmesini istiyorlarmış.
İşyeri sahiplerine de “Kaldırmazsanız biz kaldırır cezayı da keseriz” diyorlarmış.
Hey gidi hey!!!
Siz vatandaşı ceza ile tehdit edeceksiniz, kendiniz vatandaşın yıktığınız yerinde reklamlarınızı yapacaksınız.
Buna ne derdiler, ne derdiler..
Hat şimdi buldum:
“Ele verirler talkımı, kendileri yutarlar salkımı…”
GÜNÜN SÖZÜ
Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir. Çin Atasözü