limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Altın İçin İnsanı ve Doğayı Feda Etmek
Yazarlar // 15 Haziran 2020 Pazartesi 17:26

Ragıp GÖKER

“Samsun’a Vali olmak” başlıklı yazımdan sonra Antalya’da yaşayan Gazeteci Ali Orhan aradı ve bugün Samsun’daki görevine başlayacak Antalya kökenli yeni Valimiz Zülküf Dağlı için “Samsun’a çevre duyarlılığı olan bir Vali geliyor, kıymetini bilin” dediğinde pek sevindim.

Ve fakat.

Son yılların Türkiye’sinde şehirlerin yönetimi sadece valilerin inisiyatifine bırakılmadığı gerçeğini hatırlayınca da, hüzne kapıldım nedense.

Valilerin hükümetler tarafından atandığını bilirim elbette ama buna karşın devletin temsilcisi olması nedeniyle Valilik Makamının her türlü spekülasyondan uzak tutulması gerektiğine de inanırım.

Bu nedenle dir ki Vali ve Emniyet Müdürlerinin, görev yaptıkları şehrin siyasetine yön veren eşrafla fazla yüz göz olmalarını önlemek amacıyla  görev yerleri sürekli değişir.

Bu bakımdan bir şehirde altı yıldan fazla görev yapan Vali ve Emniyet Müdürüne pek rastlanmaz.

Vali Zülküf Dağlı’nın şehrimizde başarılı olmasını gönülden dilerim.

Ve ayrıca, Ali Orhan’ın da söylediği gibi bir dönem İl Özel İdaresi Genel Sekreteri olarak görev yaptığı memleketi Antalya için gösterdiği çevreci hassasiyetini, Samsun’da da sürdürmesini dilerim.

Çünkü ne acıdır ki Samsun, son yıllarda kirli yatırımlar için bir cazibe merkezi gibi gösterilmeye çalışılıyor.

Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi iki önemli akarsuyun denize döküldüğü deltalardaki Bafra ve Çarşamba ovalarının, Azot ve Bakır fabrikalarının kurulmasıyla başlayan kirletilme süreci, mobil ve termik santrallerin kurulma girişimleriyle devam etti.

Kavak’taki Şahin Dağlarında başlayan siyanürle altın arama girişiminin, kirli yatırımlar için son hamle olduğunu düşünüyorduk.

Ancak Şahin Dağlarındaki kirli girişim, pazılın son parçasıymış maalesef.

Tekkeköy’e daha yakın olmasına rağmen Canik’e bağlanan Çamalan Köyü, Samsun’u zehirlemek isteyen gözünü para hırsı bürümüş, kirli yatırımcılar için bir başka cazibe merkezi olmuş.

Çamalan’da altın aramak için İsmail Kürşad Çoban adında birine izin verilmiş.

Ruhsat sahibi olmasına rağmen altını bu kişinin arayacağını düşünmüyorum.

Adres olarak Erciyes Üniversitesi Lojmanlarını göstermiş zira.

Ülkemizdeki altın madenlerinin çoğu, yabancılar veya onların ortağı olan yerli işbirlikçiler tarafından işletildiğini biliyoruz.

Bu nedenle kerameti kendinden menkul bu şahsın, üniversite lojmanında şirket olmayacağı gerçeğinden de hareketle, bu işi birileri adına üstlenmiş olma ihtimalini düşündürüyor.

Arkasında biri var mı bilmiyoruz ancak, kokusu yakında çıkar nasılsa.

Şimdilerde fındık bahçeleriyle dolu olsa da Çamalan geçirmişte bir orman köyüydü aslında.

Rabbim tarafından köyün üstüne yeşil bir örtü serilmiş sanki.

Köyde yaşadığımız yıllarda babam, Çamalan ve çevresindeki köylerin yakınlarındaki ormanlardan kestiği odunlarla ısınmamızı sağlardı.

Küçük yaşta olmama rağmen kimi zaman babama eşlik ederdim bende.

O köyleri bilirim yani.

Ayrıca benim köyüm Aşağıçinik’le Çınaralan’ı bir birinden ayıran ve  içinde ‘Koca Göl’ adını verdiğimiz su birikintisinde yüzdüğümüz dere de Çamalan’ın yakınlarındaki Ayı Tepesi’den doğar, Tekkeköy mağaralarının eteğinden geçerek ve Selyeri’ni takip ederek Costal’da Karadeniz’e akar.

Sadece Çinik ve Çınaralan’ı beslemez o dere, Karaperçin ve Fındıcak gibi onlarca köyün su kaynağıdır.

Altını topraktan ayırmak için bilinen tek yöntem siyanür çukurlarıdır.

Altın çıkarmak için siyanür kullanmak şarttır

Siyanür, en etkili zehirlerden biridir.

Doğaya karıştığında , biki örtüsünü yok edeceği gibi, canlıları da yavaş yavaş öldürür.

İnsan yaşamı için de bir tehdittir yani.

Çamalan’da kurulacak altın madeninin havuzundan dereye sızacak siyanürün başta Tekkeköy’ün birkaç mahallesiyle birlikte dere yakınlarındaki köyler de olumsuz etkilenecektir.

Biz “Altın için insan yaşamını ve doğayı feda etmeyin” derken, Samsun Valiliği ise siyanürle altın arama izni için “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu gerekli değildir” diye görüş belirtmiş.

Gelde şaşırma.

Ve fakat.

Birilerinin etkisi ya da baskısıyla mı bilmem ama  “ÇED gerekli değildir” şeklindeki rapor, son kararnameyle Kocaeli’den Aydın’a atanan Hüseyin Aksoy’un Vali olduğu dönemde verilmiş.

Bu kararın altında Hüseyin Aksoy’un değil de, o zamanki yardımcılarından Mesut Taner Genç’in imzası bulunsa da bir vali, altını topraktan ayırmak için siyanür kullanılacağını ve bununda çevreye zarar vereceğini bilir elbette ama böyle karar, nasıl bir ruh haliyle verilir, bunu da anlayamıyorum.

Bu türden kararı alan bir vali  için en iyimser tahmin,yanıltılmış olabileceğidir.

Samsunspor taraftarlarının sevgisini kazandığı için “Osman Baba” adını verdiği ve şehirden ayrılırken, alkışlarla uğurladığımız Vali Osman Kaymak döneminde de ovada kurulacak santral için benzer görüş ileri sürülmüştü.

Samsun yeniden temiz bir şehir olabilir mi bilmiyorum ama bunun için umudumu koruyorum.