Alman halkına sarsılmaz inancımız vardı.
Sultanahmet Meydanındaki Alman Çeşmesi bu inancın nişanıdır.
Çanakkale’de zaferle sonuçlanan o efsanevi direnişimizi bile Liman Von Sanders adlı Alman Generaline emanet etmiş bir milletiz biz.
‘’Herkes bize ihanet eder ama Almanlar asla’’ diye inanmışız.
İkinci dünya savaşaında müttefik uçaklarının bombaları altında bütün şehir ve kasabaları yerle bir olmuş, 50 yaş altındaki nüfusunun büyük bir bölümü yok edilmiş Almanya, yeninden ayağa kalkmak için birçok ülke gibi bizden de ‘Gastarbeiter’ diye bilinen misafir işçi aldılar
Almanlar, yeniden ayağa kalkabilmek için sağlam adam arıyorlardı.
1961 yılında giden ilk kafileyi Berlin Garında bando mızıkayla karşıladılar ama buradan giderken, o gurbetçilerimizin dişlerini bile kontrol etmişlerdi.
Alman’ın çöpünü bizim ‘Mehmet’ kaldırdı.
İkinci Dünya savaşında yenilmiş ve kir- pas içinde kalmışlardı, bütün pis işlerini biz yaptık, onları biz temizledik yani.
‘’Alamanya acı vatan’’ dememizin nedeni belki budur.
Gurbetçilerimizin bir kısmı geri döndü ama şimdi orada sayıları 4 milyonu bulmuş Türk vatandaşı var.
Gurbetçilerin üçüncü kuşağının gençleri ne Alman olabildiler, ne de Türk kalabildiler.
Biz, Alman milletini sevmiştik.
Bizim dışımızda birileriyle oynadıkları maçlarda bile Alman takımlarını tutmuştuk.
Alman milletinin de bizi sevdiğine kendimizi inandırmıştık.
Bu yüzden sokaklara ‘’Türken Raus’’ (Türkler Dışarı) diye yazarlarken bizden nefret ettiklerine İnanmak istemedik.
Faşizm genlerinde var belki ama Neo Nazi’ler, Solingen’de Taşovalı bir aileyi diri diri yakarlarken, biz bunu Alman milletine mal etmeyi asla düşünmedik.
Başlangıçta bizden nefret etmiyorlardı elbette.
Ama mesela Nisan ayında ‘’Türk’lere güveniyor musunuz?’’ diye sorulan bir ankette, bize güvenmeyenlerin oranı yüzde 79 iken, parlamentodaki oylamanın arifesinde bu oran yüzde 91’e ulaşmış.
Halklar arasındaki ilişki bu duruma gemleşse bunun bir nedeni olmalıdır.
Bunu Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un, geçen yıl 23 Nisan’daki bir kilise ayininde yaptığı konuşmaya bağlamak sanırım bizi yanıltır.
Almanya parlamnetosunda alınan kararda, hatalı dış politikalarımızın etkisini baştan kabul etmeliyiz.
Neden böyle söylüyorum.