Samsun’da Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan sinyalizasyonun akıllı sistemi gerçekten akıllı mı? Akıllı ise sistem, aklını vatandaşın cebindeki parayı almak için mi kullanıyor yoksa kazaları önlemek için mi? Tamamen bittikten ve de vatandaş alıştıktan sonra göreceğiz hep birlikte Hanya’yı ve Konya’yı. Aklıma gelmişken bir soru soralım. Ankara ile Konya arasında araçla gidenler ceza yiyor mu veya ne kadar yiyor? Samsun Cumhuriyet Meydanı’ndan Atakum’a gidene kadar ne kadar ceza yiyor vatandaş?
Kolay değil Büyükşehir çok ara harcadı bu iş için, o para vatandaşın cebinden alınacak elbet.
Büyükşehir Belediyesi kentte 224 milyon liraya hayata geçirdiği Akıllı şehir projesi kapsamında kavşak düzenlemeleri ve trafikte sinyalizasyon işlemleri yapıldı. Sistem tamamlanınca Akıllı ceza sistemi de yürürlükte. EDS kentin ana arterlerine kuruldu. Sisten tamamen uygulanmaya başlanınca yanlışlıkta bile olsa vatandaş yakalanırsa kameralara ne kadar ceza yiyecek?
Test yapıldı ancak sistem çalışırken hatalar veriyor. 14 ayrı noktada kurulan sistem hatalarıyla birlikte vatandaşın kanını emmeye başladı. AK Parti döneminde yapılan bu türlü sistemlerin vatandaşın lehine olmadığını cebimizdeki parayı almayı amaçladığını bilmeyen kalmadı, çünkü önümüzdeki günlerde makbuzlar gelmeye başlayınca vatandaş görecek ebesinin elini...
AKLINIZDA BULUNSUN
Yaşamınız boyunca lazım olur mu bilmem ama aklınızda bulunsun... Evlilik yüzüğü neden hep aynı parmağımızdadır yani neden işaret parmağı başparmak ya da serçe parmak değil de neden yüzük parmağı...
Evlilik yüzüğünü ilk defa eski mısır prensesi Nefertiti takmıştır... O yıllardaki tıbbın ne kadar ilerde olduğu ayrı bir tartışma konusudur ama yüzyıllar sonra anlaşılmıştır ki direk kalbe giden tek damar evlilik yüzüğünü taktığımız parmaktadır… Başka hiçbir parmağımızdan direk kalbe giden bir damar yoktur…
Bazı arkadaşlar var yüzüğün kendisini rahatsız ettiğini söylerler, demek ki yüzük takmaktan rahatsız olmamak gerekiyormuş.
GÜNÜN FIKRASI
Bektaşi’nin birini ramazanda içki içtiği için yaka paça kadıya götürürler. Çakırkeyif Bektaşi'yi görür görmez kadı:
"Behey kâfir! Bu yaşta hala içiyorsun bu zıkkımı. Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu?" der.
"Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır..." diye karşılık verir Bektaşi.
Kadı: "Bunun içine pamuk katarlar."
Bektaşi: "Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar..."
GÜNÜN SÖZÜ
Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır. (M. Kemal Atatürk)