limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
AK Partinin Algı Yönetimi
Yazarlar // 14 Kasım 2014 Cuma 00:00

Ragıp GÖKER

Dün kamuda memur olarak çalışan bir dostumla sohbet ederken AK Partinin algı yönetimindeki başarısını bir kere daha anlamış oldum.
O memur dostum, DSP- MHP ANAP koalisyonu ile kurulan Ecevit Hükümeti döneminde ciddi, bir ekonomik kriz olmasına rağmen, maaşlarına her ay enflasyon farkı oranında zam yapıldığını söyledi.
Şimdi ekonomik kriz yok, bakmayın siz insanlarımızın ilkel koşullarda çalışmak zorunda bırakıldıkları için 10 yılda 14 bin 500 emekçinin iş kazalarında öldüğüne.
Hükümet, ülkemizin neredeyse uzay çağını yaşadığını iddia edecek.
O koalisyon döneminde çalışanlar her ay için enflasyon farkı alırken, şimdi işçiye memura ve emekliye bu devir de ne zam veriliyor diye merak ettiniz mi hiç.
Ben söyleyeyim, çalışanlara bu yıl ilk altı ay için yüzde 3, ikinci altı ay içinde yine yüzde üç zam verildi.
Önümüzdeki yıl içinde aynı oranlar geçerli olacakmış.
“O zaman enflasyon vardı, şimdi ise yok” gibi gerekçelerin çok inandırıcı olmadığını düşünüyorum.
Sendikaların uzun zamandır ateşli birer hükümet destekçisi olduğunu zaten biliyoruz.
Sendikalar, üyelerinin rahat koşullarda çalışmalarını sağlamak ve onların sosyal haklarını korumak için kurulmuş ama sendikalar bunu unutalı çok olmuş yani.
Çalışanların cebindeki para sürekli erirken bundan şikayet edene rastladınız mı?
Birkaç günden beri Hürriyet’te bir yazı dizisi yayınlanıyor.
O yazı dizisinde hastanelerde ve özellikle de özel hastanelerde hastalardan alınan muayene ve tedavi ücretleri konu ediliyor.
Özellikle ameliyatlar için hastalardan talep edilen para miktarları dikkatinizi çekti mi bilmem.
Kamu hastanelerinin birinde çalışan bir hekim arkadaşım, “Polikliniklerde sorun yok, orada her şey güllük gülistanlık gibi. Ama görüntü yatan hastalar için tam tersi bir durum oluşturuyor” dediğinde, buna pek anlam verememiştim. 
Bu sütunlarda ve Hedef HALK’ın manşetlerinde konu birkaç defa haber olduğu için biliyor olmalısınız.
Bizim kamu hastanelerinde nitelikli malzeme alınmadığı için bazı ameliyatların yapılamadığı haberleri gündeme düşmüştü.
Kamu Hastaneleri birliği Genel Sekreterliği zamanın Valisi Hüseyin Aksoy aracılığı ile bu haberleri yalanlama çabası içersine bile girmişti.
Ama biz yazdıktan aylar sonra, Samsun mahreçli bir haber olmamakla birlikte benzer konuda bir haber Hürriyet Gazetesinde de yayınlanmıştı.
Burada bir parantez açarak şunu söylemeliyim. Yılın ilk altı aylık döneminde yaşanan bu sorun şimdilerde yok çok şükür. 
Ama Gazi Devlet Hastanesinde anjiyo olamazsınız mesela.
O hastanede görev yapan kardiyoloji uzmanlarının çok istemesine rağmen bu ünite bir türlü kurulamıyor.
Diyelim ki kalp krizi geçiriyorsunuz, size en yakın hastane de Gazi Devlet Hastanesi, yakınlarınız sizi bu hastanenin aciline kaldırırlarsa, doktorların size müdahale etme şansları yok maalesef.
Doktorların yapacağı tek şey sizi başka bir hastaneye sevk etmek olacaktır.
Ve her nedense de ambulanslar sizi özel bir hastanenin acil servisine getirecektir. 
Özel hastaneler önceleri gerçekten çok avantajlıydı. Muayene sırasında sıra beklemek yoktu.
Gerek tedavi ve gerekse muayene ücretleri yok denecek kadar azdı.
Ama şimdi öyle mi?
İşte Hürriyet’te okuyorsunuz.
Kazığın sadece ucunun sivri olduğunu, o hastanelere yolunuz düştüğünde anlıyorsunuz.
AK Parti en çok oyu bu sağlık sisteminde gerçekleştirdiği devrim niteliğindeki reformlar sayesinde almıştır.
Sağlık sistemimiz çöktü, çökecek ama öyle bir algı oluşmuş ki, sağlıkta sanırsın dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle yarışır haldeyiz.
Keşke öyle olsa!
Ama değil maalesef.
AK Parti için durum tersine dönmeden yapılacak olan iş, kamu hastanelerinin durumunun yeniden iyileştirmek en akılcı yol olacaktır.