Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevinden ayrılıp Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasından sonra partide sesler yükselmeye başladı.
Özellikle de Genel Merkez’e bağımlı milletvekillerinin üçüncü dönem biterken “Başka görev verirler mi?” düşüncesi içinde yaptıkları konuşmalara tepkiler geliyor.
Samsun’da yayınlanan gazetelerde Ahmet Yeni ile Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin arasındaki tartışma gündemin tam da başına oturdu.
Milletvekili Ahmet Yeni, Belediye Başkanı Zihni Şahin’i “Genel Merkezin adayının karşısına aday çıkarmakla” suçlamış.
Zihni Şahin bunun üzerine öyle bir açıklama yapmış ki aman aman…
“Ahmet Yeni değil feriştahı olsa konuşurum” demiş.
Hadi ben burada Ahmet Yeni’nin “feriştahının kim olduğunu” sormayayım, kendileri de açıklayıp zor durumda kalmasın.
Bafra’da bütün bunlara kim neden oldu?
Bafralı bir başka siyasetçi…
Daha önce DYP Genel Başkanı olan ve ardından AK Parti’ye geçen, şimdi de “Teşkilat Başkanı” olan Süleyman Soylu siyaseten nereden gelip nereye gidiyor?
Türkiye siyasetine ilk olarak 1987 yılında giren Soylu, Demokrat Parti ve Adalet Partisi çizgisindeki aile geleneğini devam ettirerek merkez sağ Doğru Yol Partisi'nin Gençlik Kolları'nda göreve başladı. 1987-1990 yılları arasında, DYP İstanbul İl Teşkilatının Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyeliği ve teşkilat başkanlığı görevini üstlendi. 1995 yılında DYP Gaziosmanpaşa ilçe örgütünün yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Kısa bir süre sonra 17 Temmuz 1995 tarihinde bahsi geçen ilçe teşkilatının başına getirilen Soylu, 25 yaşında Türkiye’nin en genç ilçe başkanı unvanını aldı. Dört yıl sonra 29 Nisan 1999'da İstanbul il başkanlığı görevini geldi ve 2002 Genel Seçimleri öncesi milletvekili adayı oluncaya kadar bu görevi yürüttü.
Soylu, Doğru Yol Partisi’ndeki önemli görevlere getirildiğinde o dönemin parti Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili olan Tansu Çiller´in partili genç gözdelerinden olmuştu. DYP'nin 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri öncesinde ANAP'la birleşme çabaları esnasında Demokrat Parti ismini alarak girdiği seçimlerde baraj altında kalması sonrasında Mehmet Ağar´ın istifasının ardından yapılan olağanüstü genel kurulun üçüncü turunda Soylu, geçerli 800 oyun 529'unu alarak genel başkanlığa seçildi…
Genel Başkanlıktan sonra da işte buralara kadar geldi.
Seçime girmeden hem de…
Genel Merkez talimatıyla.
Haliyle şimdi Genel Merkez talimatlarını dinleyecek ve de dinlenmesini isteyecek.
Peki, bu kongreler tamamlanıp milletvekilliği seçimlerine gidilirken Soylu aday olacak mı?
Aday gösterilecek mi?
Temayül yoklaması yap0ılırsa merak ediyorum girecek olursa kaç oy alabileceğini.
Çünkü daha bu günden delegenin oyuna ipotek koymak derdinde sanırım…
DELEGENİN OYUNU HİÇE Mİ SAYIYORLAR?
Samsunspor’a siyasetin karıştırıldığı gibi bir iddiada bulunmak istemem.
İstemem de sanırım bu iş dibine kadar var Samsunspor’da.
AK Parti Samsun Milletvekili, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç ile Samsun Valisi İbrahim Şahin, Samsunspor yönetiminin hemen genel kurula gitmesini istemişlerdi ya, hani “Bu yönetime güvenmediklerini” dile getirmişlerdi ya…
O günden beri kafama takılmış olan bir konuya dikkat çekmek istiyorum.
Samsunspor’un yönetimini kim seçti?
Bakan ve Vali mi?
Hayır.
Peki kim?
Samsunspor Kulübünün delegeleri.
Ama üç ama ün üç kişi…
Rakamın hiç önemi yak.
Yasal bir genel kurul mu?
Evet.
Hayır diyenler varsa, o zaman gerekli yerlere şikâyette bulunmadıkları için suçludurlar.
O nedenle bu ilin yöneticileri de Samsunspor’un yasal yöneticilerini desteklemeseler bile abuk mesajlar içeren demeçler vermemeliler.
Ne olur Samsunspor’a siyaseti bulaştırmayın.
En azından kaldığı kadar kalsın…